Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors
Blog Image

Çocuklarda Yapılması Gereken Testler Nelerdir?

Çocuklarda Yapılması Gereken Testler Nelerdir?

Çocuk sağlığı, toplumun genel sağlığı açısından son derece kritik bir unsur olarak kabul edilir. Çocukların, doğum öncesi dönemden itibaren yetişkinliğe kadar düzenli olarak sağlık kontrollerinden geçmesi ve gerekli tarama testlerinin yapılması büyük öneme sahiptir. Bu düzenli kontroller ve testler aracılığıyla, çocuklarda oluşabilecek sağlık problemleri erken evrede tespit edilebilir ve zamanında tedaviye başlanabilir. Bu sayede, sağlık sorunlarının çocuğun gelişiminde daha ağır sonuçlar doğurmasının önüne geçilmiş olur.

Çocuklarda Yapılması Gereken Testler Nelerdir?

Çocukların sağlıklı bir yaşam sürdürebilmeleri için, anne karnındayken başlayan düzenli sağlık kontrolleri hayati öneme sahiptir. Gelişmiş ülkelerde, ebeveynlerin gebelikten önce doktora başvurması ve genetik testlerden hamilelik sırasında alınması gereken vitaminlere kadar çeşitli konularda bilgilenmeleri beklenir. Antenatal testler, gebelik öncesi dönemde bebeğin en iyi koşullarda büyümesini sağlamak için yapılır. Gebelik başladıktan sonra yapılan prenatal testler ise, hem anne hem de bebek sağlığını koruma amacı taşır ve bebekte olası anomali veya genetik sorunların erken dönemde tespit edilip müdahale edilmesine olanak tanır.

Yenidoğan Topuk Kanı Taraması

Yenidoğan dönemi, bebek doğduktan sonraki ilk dört haftayı ifade eder. Bu dönemde yapılan önemli testlerden biri topuk kanı taramasıdır. Bebeğin doğumundan sonra ilk birkaç gün içinde hastanede ilk topuk kanı örneği alınır. İkinci topuk kanı örneği ise doğumdan sonraki ilk hafta içinde, ya doğum yapılan hastanede ya da aile hekimliğinde alınarak analiz için gönderilir. Topuk kanı taramasının amacı, erken tanı ile bebek sağlığını ciddi şekilde etkileyebilecek bazı yaygın hastalıkları tespit etmektir. Topuk kanıyla taranan hastalıklar şunlardır:

Konjenital Hipotiroidi: Doğuştan gelen tiroid hormonu eksikliği. Erken teşhis ve tedavi edilmediği takdirde gelişim geriliği ve zihinsel yetersizlik gibi ciddi sorunlara yol açabilir.
Fenilketonüri: Fenilalanin amino asidinin metabolize edilememesinden kaynaklanan kalıtsal bir hastalık. Erken tanı konulmazsa, fenilalanin beyin dahil çeşitli dokularda birikerek zihinsel yetersizlik ve diğer sağlık sorunlarına neden olabilir.
Biyotinidaz Eksikliği: Biyotin adlı B vitamini metabolizmasında sorunlar yaşanması. Erken dönemde teşhis edilmediğinde saç dökülmesi, işitme kaybı, havale ve nörolojik bozukluklar gibi çeşitli komplikasyonlara yol açabilir.
Kistik Fibrozis: Dış salgı bezlerini etkileyen ve bu bezlerden salgılanan sıvıların koyu ve yapışkan olmasına neden olan bir hastalık. Akciğerler ve sindirim sistemi başta olmak üzere vücuttaki birçok organı etkiler. Erken teşhisle hastalığa bağlı komplikasyonların önlenmesi mümkündür.
Alınan kan örneklerinde bir sorun tespit edilmezse aileye herhangi bir ek bilgi verilmez. Eğer kan örneğinde bir hastalık şüphesi varsa, aile testin tekrarlanması veya ileri tetkikler için hastaneye çağrılır. Ek tetkikler sonucunda çocuğun tanısı netleştirilir ve uygun tedaviye başlanır.

Yenidoğan İşitme Testi

Bebeklerde işitme azlığı ya da işitme kaybı, ileride konuşma gecikmesi gibi gelişimsel sorunlara yol açabilir. Bu sorunları erkenden tespit etmek ve müdahale etmek için, bebeklere doğumdan sonraki ilk 4-5 hafta içerisinde, en geç ise 3 aylıkken işitme testi yapılması önerilir.

Yenidoğan döneminde yapılan işitme testinde sıklıkla OAE (Otomatize OtoAkustik Emisyon) yöntemi tercih edilir. Bu testte, bebeğin kulağına yerleştirilen küçük ve yumuşak bir kulaklık aracılığıyla sesler gönderilir ve bebeğin bu seslere verdiği tepkiler ölçülür. Eğer bebek seslere uygun bir tepki vermezse, test tekrarlanabilir ya da ABR (Odyolojik Beyin Sapı Yanıtları) yöntemiyle yeni bir test yapılabilir. Bu testler sonucunda da bebek seslere uygun tepki vermiyorsa, daha detaylı değerlendirmeler için aile, ilgili sağlık bölümlerine yönlendirilir. Bu erken tanı ve müdahale, bebeklerin gelişiminde önemli bir rol oynar.

Görme Muayenesi

Çocuklarda ilk göz muayenesinin önemi büyüktür ve bu muayene ideal olarak yenidoğan döneminde gerçekleştirilmelidir. Yenidoğan dönemindeki muayene ile bebeklerde katarakt gibi doğuştan gelen yapısal anomaliler kontrol edilir.

Bebekler 6-12 aylık olduklarında ikinci bir göz muayenesi yapılması önerilir. Bu dönemde, yenidoğan döneminde yapılan muayenenin yanı sıra, bebeklerin göz hareketleri incelenir ve şaşılık gibi göz hizalanma bozuklukları araştırılır.

Üçüncü göz muayenesi, çocuk 1-3 yaş aralığına girdiğinde yapılmalıdır. Bu muayenede, göz tembelliği gibi durumlar ek olarak değerlendirilir.

Sonraki göz muayenesi ise çocuklar 3-5 yaş arasındayken yapılmalıdır. Bu yaş aralığında, göz hareketleri ve hizalanma bozukluklarının yanı sıra, miyopi (uzağı görememe), hipermetropi (yakını görememe), astigmatizm gibi kırılma bozuklukları da taranmalıdır.

5 yaşından itibaren, çocukların gözle ilgili herhangi bir şikayeti olması durumunda, mutlaka göz muayenesi için doktora başvurulmalıdır. Bu muayeneler çocukların göz sağlığının korunması ve olası problemlerin erken dönemde tespit edilip müdahale edilmesi açısından büyük önem taşır.

Gelişim Tarama Testi

Çocukların yaşlarına uygun şekilde normal bir gelişim göstermeleri son derece önemlidir. Gelişimdeki herhangi bir gecikme, fiziksel, zihinsel veya psikolojik bir sorunun işareti olabilir. Çocuğun gelişim takibinde ilk ve en önemli rol aileye düşer. Aile, çocuğun annesini görünce gülümsemesi, gözle eşyaları takip etmesi, oturma, yürüme ve konuşma gibi temel gelişim basamaklarını yaşıtlarıyla karşılaştırarak takip eder. Eğer bu gelişim basamaklarında bir gerilik fark edilirse, aile doktora başvurur. Doktora yapılan başvuruda, çocuğun hangi gelişim basamaklarını kaç aylıkken gerçekleştirdiği bilgisi uzmanlar için faydalı olacaktır, bu sayede uzmanlar çocuğun gelişimi hakkında daha iyi bir fikir edinebilirler. Çocukların gelişiminin kabaca takip edilmesi için, aşı randevuları gibi, aile sağlığı merkezine veya hastaneye gidilen zamanlar kullanılabilir.

Çocuğun gelişiminin uzmanlar tarafından daha ayrıntılı olarak incelenmesi için belirli zamanlar vardır. Uluslararası otoritelere göre, çocuğun ayrıntılı gelişim takibi 9, 18 ve 30. aylarda gerçekleştirilmelidir. Ayrıca, çocuklarda Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) taraması 18. ve 24. aylarda yapılmalıdır. Bu takvim, çocukların sağlıklı gelişimlerinin yakından izlenmesini ve olası sorunlara erken müdahale edilmesini sağlamak amacıyla belirlenmiştir.

Kan Tahlilleri

Zamanında (term) doğan bebeklerde 9-12 aylıkken ve prematüre (erken doğan) bebeklerde ise 5-6 aylıkken demir eksikliği açısından kan tahlili yapılması önerilir. Ayrıca, adet görmeye başlayan genç kızlarda da demir eksikliği riski dikkate alınmalıdır.

Kan kolesterol düzeyinin yüksek olması, ileride kalp damar hastalıkları ve inme gibi ciddi sağlık problemleri için bir risk faktörü oluşturabilir. Yüksek kan kolesterol düzeyleri genellikle yetişkinlerde görülse de, çocuklarda da bu durumla karşılaşılabilmektedir. Bu yüzden, çocukların 9-11 yaşları arasında ve daha sonra 17-21 yaşları arasında olmak üzere en az iki kez kan kolesterol düzeylerinin kontrol edilmesi önem taşımaktadır. Bu kontroller, çocuklarda erken yaşlardan itibaren kolesterolle ilişkili sağlık sorunlarının önlenmesine yardımcı olabilir.

Yüksek Tansiyon

Yüksek tansiyon genellikle ileri yaşlarda karşılaşılan bir sağlık sorunu olarak bilinir, ancak çocuklarda da yüksek tansiyon görülebilir. Çocukluk çağında yüksek tansiyonun erken teşhis edilmesi, ileride bu duruma bağlı olarak gelişebilecek sağlık sorunlarının önlenmesine yardımcı olur. Çocukların kan basıncı yani tansiyonu, 3 yaşından itibaren düzenli olarak ölçülmelidir. Eğer bir çocuğun tansiyon değerleri normal aralıkta ise, bir sonraki ölçümün bir yıl sonra yapılması önerilir. Tansiyon değerleri ideal aralığın üzerindeyse, ölçüm tekrarlanmalıdır. Tekrar edilen ölçümlerin de yüksek çıkması durumunda, çocuğun daha detaylı değerlendirilmek üzere donanımlı bir sağlık merkezine yönlendirilmesi gereklidir.

Çocukluk çağında çocuklara özgü hastalıkların yanı sıra, yetişkinlerde görülen bazı hastalıklar da ortaya çıkabilir. Her hastalığı taramak mümkün olmasa da, çocukluk döneminde yapılan düzenli tarama testleri ve muayeneler sayesinde yaygın sağlık sorunları tespit edilebilir. Erken teşhis edilen hastalıkların tedavisi, ilerleyen dönemlerde çocuğun hayatını tehdit edebilecek komplikasyonların önüne geçer. Kistik fibrozis gibi tamamen iyileştirilemeyen hastalıklarda bile erken tanı ve tedavi, çocuğun yaşam kalitesinin artırılmasına katkı sağlar.