Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors
Blog Image

Hipotiroidi Nedir? Tedavisi Nasıldır?

Vücudumuzda, boyun bölgesinde yer alan ve erkeklerde daha belirgin bir şekilde adem elması olarak adlandırılan kıkırdak bölgesinin altında bulunan tiroid bezi, vücudun tüm hücreleri üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Bu tiroid bezi, T3 ve T4 hormonlarını üretir, bunları depolar ve ihtiyaç duyulduğunda bu hormonları kan dolaşımına salar.

Hipotiroidi Nedir?
Hipotiroidi Çeşitleri
Hipotiroidi Belirtileri
Hipotiroidi Risk Faktörleri
Hipotiroidi Testleri ve Teşhisi
Hipotiroidi Tedavisi
Hipotirodi Kilo Aldırır Mı Ve Nasıl Beslenmeli?

Hipotiroidi Nedir?

Tiroid bezinin yetersiz çalışması durumu “hipotiroidi” olarak adlandırılır. Hipotiroidinin yaygın belirtileri arasında halsizlik, yorgunluk, konsantrasyon eksikliği, kabızlık, kolay üşüme ve soğuğa tahammülsüzlük bulunur. Bazen cilt kuruluğu, ciltte kabalaşma ve cilt renginde değişiklikler gibi dermatolojik sorunlar da tiroid bezinin az çalışmasına bağlı olarak ortaya çıkabilir. Bu durumda, bir endokrinoloji uzmanına başvurmak faydalı olabilir.

Tiroid bezinin yeterince çalışıp çalışmadığı, beyinde bulunan “hipofiz” adı verilen bölümden salgılanan “TSH hormonu” değerleri ile belirlenir. TSH, tiroid bezinde hormon üreten hücreleri uyararak daha fazla hormon üretilip kana karışmasını sağlar. Tiroid bezinin normalden az çalıştığı durumlarda, hipofizden TSH’nın kana verilmesi artar. Bu durumda yeterince tiroid hormonu salgılanamaz, metabolizma doğal olarak yavaşlar.

Hipotiroidi, bebeklerde ve çocuklarda büyüme ve gelişmede geriliklere neden olabilir. Tedaviye zamanında başlanmazsa, hipotiroidinin neden olduğu zeka geriliğinin düzelme şansı azalır. Yetişkinlerde ise vücutta ve metabolizmada genel bir yavaşlama görülebilir. Ancak yetişkinlerdeki hipotiroidi belirtileri tiroid hormonu tedavisi ile büyük ölçüde düzelir.

Hipotiroidi Çeşitleri

Tiroit bezi, yeterince tiroit hormonu üretemediğinde, buna primer hipotiroidi denir. Bu tür hipotiroidide vücudun diğer bölümlerinde herhangi bir sorun olmaz, sadece tiroit bezi işlevsizdir. Beyinden kaynaklanan hipotiroidilere ise sekonder ve tersiyer hipotiroidi adı verilir ve bunlar hipotiroidinin nadir türleridir. Hashimoto hastalığı, hipotiroidinin en yaygın görülen türlerinden biridir.

Primer hipotiroidi, tiroit bezinin yetersiz çalışmasından kaynaklanırken, sekonder hipotiroidi TSH yetersizliğine, tersiyer hipotiroidi ise TRH (Tiroit Salgılayan Hormon) yetersizliğine dayanır. Primer hipotiroidi tanısı, TSH seviyelerine göre konulur: – TSH 0.5-4 mIU/L arası normal kabul edilir (gebelik dışında) – TSH >4 mIU/L ise, T3 ve T4 seviyeleri normalse, bu durum subklinik hipotiroidiyi gösterebilir – TSH >10 mIU/L ise, T4 ve/veya T3 seviyeleri düşükse, açık hipotiroidiyi gösterir – TSH >10 mIU/L ise, T3, T4 seviyeleri düşük ve organ yetersizliği varsa, miksedem koma teşhisi konabilir.

Hipotiroidi Belirtileri

Hipotiroidinin belirtileri, birçok başka hastalığın belirtileriyle benzerlik gösterebilir. Bu belirtiler arasında halsizlik, yorgunluk, konsantrasyon güçlüğü, kabızlık, kolay üşüme ve soğuğa tahammülsüzlük yer alır. Ayrıca bazen cilt kuruluğu, ciltte kabalaşma ve cilt renginde değişiklikler gibi dermatolojik sorunlar da tiroit bezinin az çalışmasına bağlı olarak ortaya çıkabilir.

Hipotiroidide sıkça görülen diğer belirtiler arasında ses kısıklığı, şişkinlik, el, yüz ve gözlerde şişme, cilt kuruluğu, saç dökülmesi, uyku bozuklukları, depresyon, adet düzensizlikleri, kilo artışı, konsantrasyon bozukluğu, hafıza zayıflığı, kansızlık, B12 eksikliği ve az terleme bulunur.

Hipotiroidi Risk Faktörleri

Hipotiroidinin en yaygın nedenlerinden biri, aile bireylerinde tiroit hastalıklarının bulunmasıdır. Bunun yanı sıra, bağışıklık sisteminin tiroit bezine karşı antikorlar üretip tiroit bezini hasarlaması da hipotiroidinin başlıca nedenlerinden biridir. Tiroit bezinin farklı sebeplerle tamamen veya kısmen cerrahi olarak alınması da kişilerde hipotiroidiye yol açabilir. Hipotiroidinin daha sık görüldüğü diğer durumlar ise şunlardır:

Toksik guatr tedavisinin ardından tiroit bezinin büyük ölçüde hasar görmesi.
İyot alımının çok yetersiz olduğu beslenme düzenleri.
Doğuştan tiroit bezinin olmaması veya tiroit hormonlarının yapımında doğuştan kaynaklanan bozukluklar.
Hipotiroidi, genellikle şeker hastalarında, kansızlık sorunu yaşayanlarda, 60 yaşın üstündeki kadınlarda, yüksek kolesterol seviyelerine sahip kişilerde, adet düzensizliği ve depresyona yatkınlığı olan bireylerde daha sık görülür.

Hipotiroidi Testleri ve Teşhisi

Geçmiş yıllarda teknolojik kısıtlılıklar nedeniyle birçok tiroit hastalığı teşhis edilemiyordu. Ancak günümüzde ilerleyen tıp sayesinde bu hastalıkların teşhisi genellikle birkaç kan testi ile mümkün hale gelmiştir. Erken teşhis, başarılı tedavilerin uygulanmasına olanak tanımaktadır. Ayrıca, tanı ve tedavi yöntemlerinin gelişmesiyle tiroit bezi kanserleri daha sık teşhis edilir hale gelmiş ve erken dönemde başarılı bir şekilde tedavi edilebilir hale gelmiştir.

Tiroit bezinin yeterince hormon üreterek çalışıp çalışmadığı, T3, T4 ve hipofiz bezinin ürettiği TSH hormonu testi ile değerlendirilir. Ayrıca, tiroit bezine karşı üretilen antikorlar (AntiTiroglobülin, AntiTPO) ve tiroit ultrasonografisi gibi yardımcı tanı testleri de bulunmaktadır. Dünya genelinde ve Türkiye’de yaygın olarak kullanılan TSH testi sonuçları anormal ise, diğer yardımcı testlere başvurulur. TSH değeri 3.90’dan yüksekse, tiroit bezinde bir sorun olabileceği düşünülebilir.

Hipotiroidi tedavisi, hastalık Hashimoto nedeniyle meydana gelmişse, tiroit bezi yıllar içinde hasar gördüğü için eksik hormonların yerine konulmasını içerir. Bu tedavi ömür boyu sürebilir. Tiroit bezinin düşük aktivitesi durumunda verilen hormon takviyeleri tablet formunda kullanılır. Bu tabletler mutlaka doktor gözetiminde alınmalıdır. Sabahları aç karnına, kahvaltıdan en az 30 dakika önce ve tek başına alınmalıdır. Bu ilaçların demir, mide ilaçları ve kalsiyum tabletleri ile birlikte veya yemekle alınması, emilimini etkileyebilir ve etkisiz hale getirebilir.

Tiroit ilaçları çoğu durumda gebelik sırasında da kullanılabilir. Ancak gebelik öncesi, bu ilaçların dozunun ayarlanması ve bazı durumlarda ilaç değişiklikleri gerekebilir. Tiroit hastası olan hamile kadınlar, gebelik ihtimalinin arttığı ve gebeliğin sağlıklı bir şekilde devam etmesi için endokrinoloji uzmanına danışmalıdır. Bebeğin sağlıklı büyüme ve zeka gelişimi için gereken ideal tiroit hormon değerleri, hamile olmayanlardan farklı olabilir. Bu nedenle gebelik süresince düzenli muayene ve tetkiklerle tiroit ilaçlarının dozu ayarlanmalıdır.

Bazı tiroit hastalıklarında (Sessiz lenfositik tiroidit, Subakut tiroidit gibi), tiroit bezi kalıcı olarak hasar görmez ve hastalık geçicidir, bu nedenle hipotiroidi de geçici olabilir. Hipotiroidi, sık görülen, tanısı ucuz ve hassas, tedavisi ise kolay olduğu için herhangi bir şikayet beklemeksizin 30 yaşından itibaren 5 yılda bir, 55 yaşından sonra ise iki yılda bir TSH testi ölçümünün yapılması önerilmektedir.

Hipotirodi Kilo Aldırır Mı Ve Nasıl Beslenmeli?

Hipotiroidi, tiroit bezinin yetersiz çalışması durumunu ifade eder ve bu durum aynı zamanda metabolizmanın yavaşladığı anlamına gelir. Bu nedenle, hipotiroidi hastaları genellikle önceki döneme göre %15 ila %30 arasında kilo artışı yaşayabilirler. Hipotiroidi hastalarının kilo kaybı için ilk adım, hastalığın tedavi edilmesidir. Özellikle menopoz döneminde, kadınların hipotiroidi ile birlikte kilo vermesi daha zor olabilir. Tiroit hormonu ilaçlarının düzenli olarak kullanılmasıyla birlikte, hastalar hormon seviyelerindeki düzelme ile kilo vermeye başlayabilirler.

Hipotiroidi ile ilişkilendirilen bazı minerallerin eksikliği kilo verme sürecini engelleyebilir. Manganez, krom, çinko, kalsiyum ve magnezyum eksiklikleri mutlaka telafi edilmelidir. Ayrıca, T4 hormonunun T3’e dönüşümünde selenyum, çinko, demir, bakır gibi minerallerin etkili olduğu düşünülmektedir.

Hipotiroidi sıklıkla yüksek insülin seviyeleri ile ilişkilendirilir. Bu durum kilo verme çabalarını zorlaştırabilir. Yüksek insülin seviyelerini azaltmanın önemli bir yolu, yüksek şeker içeren karbonhidratları tüketmemektir. Beyaz ekmek, şeker, makarna, patates, kek, tatlı, çikolata gibi yüksek şeker içeren gıdalar, insülin seviyelerini artırarak kilo verme sürecini engelleyebilir. Bu tür gıdalar yerine tam buğday unundan yapılmış ekmek (örneğin köylü ekmeği), kepekli makarna, nohut, kuru fasulye, mercimek, bezelye, sebzeler ve meyveler gibi besinler tüketilmelidir. Hipotiroidi hastalarında metabolizma yavaşladığı için alınan karbonhidratların (özellikle şekerli ve unlu gıdaların) sindirilmesi zorlaşır ve kan şekerinin hücrelere girmesi gecikir. Bu nedenle vücut, kan şekerini düşürmeye çalışmak için daha fazla insülin salgılar.