Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors
Blog Image

Kleptomani nedir?

Son Güncelleme Tarihi : Ağustos 21, 2024

Kleptomani, psikolojik bir rahatsızlık olarak kabul edilen ve halk arasında “çalma hastalığı” olarak bilinen bir durumdur. Kleptomani, kişinin çalma dürtüsüne karşı koyamaması ve istemsizce eşyaları çalma eyleminde bulunmasıyla karakterizedir. Kleptomani hastaları tarafından çalınan eşyalar genellikle kullanılmamak üzere saklanır. Hatta bazı kişiler, çaldıkları eşyaları bağışlayabilirler veya aile üyelerine ve arkadaşlarına hediye edebilirler. Bazı durumlarda ise çaldıkları eşyaları çalma yerine geri bırakma isteği duyabilirler. Kleptomani ile ilgili en dikkat çekici özellik, çalma dürtüsünün dönem dönem gelip gitmesi ve zaman içinde daha az ya da daha yoğun bir şekilde hissedilmesidir. Kleptomani, kişinin duygusal ve psikolojik zorluklara neden olabilir ve kişinin toplum içinde sık sık suç işlemesiyle sonuçlanabilir. Bu nedenle kleptomani durumuyla başa çıkmak ve tedavi almak büyük önem taşır. Bir uzmandan yardım almak, bu rahatsızlığın kontrol altına alınmasında önemli bir adım olabilir.

Kleptomani nedir?
Kleptomani risk faktörleri nelerdir?
Kleptomani belirtileri nelerdir?
Kleptomani tedavisi nasıldır?
Sıkça sorulan sorular

Kleptomani nedir?

Kleptomani, dürtü kontrol bozukluğu sınıfına giren ve yaygın olarak “çalma hastalığı” olarak adlandırılan bir psikolojik rahatsızlıktır. Kleptomani, maddi bir değere sahip olmayan nesneleri, kişisel kullanım için gereksinim duyulmadığı halde çalma dürtüsüne karşı koyamama durumuyla karakterize edilen bir dürtü kontrol bozukluğudur. Genellikle ergenlik döneminde başlayan ve bazı hastalarda ömür boyu sürebilen bu rahatsızlık, geç yetişkinlik dönemine kadar devam edebilir. Kleptomani, toplumda nadiren görülmesi ve sosyal damgalamaya yol açması nedeniyle, kesin yaygınlığı hakkında net verilere sahip olunmamıştır. Ancak yapılan çalışmalar, hırsızlığın %3.8 ila %10’u arasındaki bir oranla kleptomanı olan bireylerle ilişkilendirilmiştir.

Kleptomani risk faktörleri nelerdir?

Kleptomani genellikle gençlik yılları veya genç erişkinlik döneminde başlar, ancak bazen yetişkinlik veya daha sonraki yaşlarda da başlayabilir. Teşhis edilen kleptomani hastalarının yaklaşık üçte ikisi kadındır.

Aile geçmişi, kleptomanisi, obsesif kompulsif bozukluğu veya madde kullanım bozukluğu gibi birinci dereceden akrabalarda bulunması, bu rahatsızlığa yakalanma riskini artırabilir.

Ek olarak, kleptomanisi olan bireylerde sıklıkla bipolar bozukluk, anksiyete bozukluğu, yeme bozukluğu, madde kullanım bozukluğu veya kişilik bozukluğu gibi başka psikolojik rahatsızlıklar da görülebilir.

Kleptomani belirtileri nelerdir?

Kleptomaninin belirtileri şunları içerebilir:

İhtiyaç duyulmayan eşyaları çalma konusunda güçlü dürtüsellik ve bu dürtüleri kontrol edememe.
Dürtüler oluştuğunda hissedilen gerginlik, endişe veya uyarılma duygusu.
Çalarken zevk, rahatlama veya tatmin hissi yaşama.
Hırsızlıktan sonra suçluluk, pişmanlık, kendine öfke, utanç veya tutuklanma korkusu gibi duyguları hissetme.
Dürtülerin geri dönüşü ve kleptomani döngüsünün tekrarı.

Bu belirtiler kleptomaninin teşhis edilmesine yardımcı olabilir. Kleptomani, kişinin çalma dürtülerine karşı direnç gösteremediği ve bu davranışın tekrarlandığı bir zihinsel sağlık rahatsızlığıdır.

Kleptomani tedavisi nasıldır?

Kleptomaninin tedavisi hakkında yeterince çalışma bulunmamaktadır. Kleptomani tedavisini sınırlayan bazı faktörler vardır ve hastaların diğer rahatsızlıklarına daha fazla odaklandıkları durumlarda tedaviye olan direnç artabilir. Bu rahatsızlık, çalma dürtülerine direnç gösterememe ve bu davranışın tekrarlandığı bir zihinsel sağlık sorunudur.

Kleptomaniye sahip kişiler, genellikle başka psikolojik rahatsızlıklarla da mücadele etmektedirler, bu da tedaviyi karmaşıklaştırabilir. Depresyon, anksiyete, kimlik sorunları gibi farklı sorunlar kleptomaniyi daha karmaşık hale getirebilir. Bu nedenle kleptomaninin tedavisi, bilişsel davranışçı terapiler ve farmakolojik yaklaşımların bir kombinasyonunu içerebilir.

Bilişsel davranışçı terapiler, yanıltıcı düşüncelerin düzeltilmesini, stresle başa çıkma becerilerini geliştirmeyi ve sağlıklı alternatif tepkiler oluşturmayı amaçlar. Gizli Duyarlılaştırma Tekniği ile çalma dürtüleri ele alınabilir. Farmakolojik tedavi, kleptomani hastaları için spesifik bir FDA onaylı ilaç olmamakla birlikte, naltrekson ve antidepresanlar gibi ilaçlar reçetelenebilir. Naltrekson, çalma dürtülerini azaltabilir, antidepresanlar ise tercihen seçici serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI) olarak kullanılır. Kleptomani tedavisi kişinin ihtiyaçlarına ve durumuna göre uyarlanmalıdır ve tedavi yaklaşımı uzman bir sağlık profesyoneli tarafından belirlenmelidir.

Sıkça sorulan sorular

Kleptomani neden ortaya çıkar?

Serotonine bağlı sorunlar: Beyinde bulunan serotonin adlı nörotransmitter maddenin düşük seviyeleri, ruh hali ve duyguların düzenlenmesine yardımcı olduğu için dürtü kontrol bozukluğuna yatkın bireylerde gözlemlenir.

Bağımlılık bozuklukları: Hırsızlık, dopamin adı verilen başka bir nörotransmitterin salınımına yol açabilir. Dopamin, ödül ve memnuniyet hislerine katkıda bulunur ve bazı insanlar bu tatmin edici hissi tekrar tekrar yaşama eğilimindedirler.

Beynin opioid sistemi bozuklukları: Dürtüler, beynin opioid sistemi tarafından kontrol edilir. Bu sistemdeki dengesizlikler dürtülere direnme yeteneğini zorlaştırabilir.

Çocuklarda çalma davranışı kleptomani belirtisi midir?

2-8 yaş arası döneminde, mülkiyet kavramını henüz tam olarak anlayamayan çocuklar, paylaşma konusunda olgunlaşmadıkları için izin gerektiğinin farkında olmayabilirler. Bu yaş dönemindeki izinsiz alma davranışı kleptomani olmayabilir.

Aşırı disiplinli bir ebeveyn, çocuğu diğer çocuklarla karşılaştırma, eleştirel bir tavır veya olumlu geri bildirimlerde bulunmama gibi faktörler, bu davranışın gelişmesine neden olabilir. Ebeveynler arasındaki gerilim veya şiddet de çocuğun çalma davranışına yönlendirebilir.

Kleptomani hastalığının cezai sorumluluğa etkisi nedir?

Kleptomani (çalma hastalığı), tam anlamıyla bir akıl hastalığı değildir. Ancak, hastanın işlediği suçla ilgili olarak davranışlarını kontrol etme yeteneği sınırlıdır. Mahkemeler, sanık hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 32/2. maddesi uyarınca cezada indirim yapabilir veya akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirleri uygulayabilirler.