Psikiyatri
Psikiyatri ruh hekimliği anlamına gelirken psikiyatr ruh hekimi demektir. Bir tıp alanı olmasının yanı sıra psikoloji ile sıklıkla karışabilmektedir. Psikiyatri ile psikolojiyi ayıran temel fark psikiyatride tedavileri yönelik ilaç kullanabilme yetkisinin olmasıdır diyebiliriz. Başlıca beyin hastalıklarını inceleyen psikiyatride bilim dalı düşünce, davranış ve duygu durum bozuklukları ile birebir ilgilenmektedir. Tanıyı koyup tedavisini uygulamakla görevlidir. Beyinde oluşan herhangi bir aksaklık veya sorun sonucu oluşan ruh ve sinir hastalıkları duygu ve düşüncelere yansımaktadır. İnsanlarda duygu durum bozukluğuna sebep veren çevresel ve genetik faktörler vardır. Travma geçiren kişilerde genellikle oluşan bu hastalıklar aynı zamanda genetik yollar ile de anne ve babadan çocuklara geçebilmektedir. Bununla beraber bu hastalıkların ömür boyu devam etmesi ve yine ömür boyu tedavisi gerekebilir. Psikiyatri bölümünde hastalara farklı tedaviler uygulanmaktadır. Doğrudan bedene uygulanmış olan tedavilere ilaç en büyük örnekken ilacın yanında elektrokonvulzif tedavi de örnek verilebilir. Duygusal ve düşüncelerine direkt etki etmek amaçlı da psikoterapiler uygulanabilir. Ruh ve sinir hastalıkları belli kategorilerde sıralanabilir ve her birinde farklı sorunlar teşkil edilebilir. Bipolar bozukluk, dissosiyatif kimlik bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk, anksiyete , dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, borderline, narsist kişilik bozukluğu, şizofreni bu hastalıklardan bazılarıdır.
Bipolar Bozukluk (Mani Depresif Kişilik Bozukluğu)
Kelime anlamı çift kutuplu olan bipolar bozukluk mani ve depresyon olmak üzere iki farklı dönemden oluşmaktadır. Mani ve depresyon dönemleri dışında bipolar hastalığa sahip kişinin atak geçirme durumu da söz konusudur. Mani dönemi diye adlandırdığımız dönem kişinin enerjik ve mutlu hissettiği dönemdir.
Mani dönemi belirtilerini şu şekilde sıralayabiliriz:
- Aşırı neşeli ve mutlu olma duygu durumları
- Olayın merkezinde olma hissi, benmerkezcilik
- Hiperaktif olma durumu
- Dürtüsellik
- Az uyku
- Cinsel dürtülerde artış
- Çok konuşma
- Aşırı özgüven
- Odaklanmada güçlük
- Hızlı konuşma
- Yaratıcılık
- Halüsinasyon görme
- Alkol ve uyuşturucu kullanımı veya isteği
- Sabırsızlık
- Sürekli para harcama
Depresyon döneminde ise bipolar bozukluk hastalığı olan kişi şu belirtileri gösterir:
- Uzun süre uyumak ve yuma isteği
- Yorgunluk
- Keyifsiz olma durumu
- Dikkat eksikliği
- Suçluluk
- Her olayda kuşkulanma
- İştahsızlık
- Sanrılar görme
- Meh uykusuna geçmede zorluk
- Sürekli çevre ile çatışma ve tartışma halinde olma
- Cinsel istekte azalma
- İntihar düşüncesi
- Sürekli alkol alma isteği
- Günlük işlerini ihmal etme durumu
Bipolar Bozuklukta Tedavi Yöntemleri
Atak dönemlerinde bipolar hastalığa sahip kişi depresyon döneminde ise antidepresan ve duygu durumu düzenleyen ilaçlar ile tedavisi uygulanır. Kişi manik dönemde ise psikotik belirtiler de eşlik ediyor ise antipsikotiklerden faydalanılabilmektedir.
Tedavide kullanılan bazı ilaçlar: lithuril, abizol, lamictal, lustral, selectra vb.
Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu (Çoklu Kişilik Bozukluğu)
Dissosiyasyonun kelime anlamı bölünmedir. Kişilik bölünmesi diye geçen çoklu kişilik bozukluğu anlamına gelen dissosiyatif kimlik bozukluğunda kişinin bilinci, belleği, duygu ve düşünceleri, algılarında bütünlük korunmamakla beraber alterler tarafından yönetilebilmektedir. Bu hastalık sonucu ortaya unutkanlıklar, duygu yönetiminde zorluklar ortaya çıkar. Oldukça az rastlanan bir hastalık türüdür. Dissosiyasyonun hafif olma durumu normal yaşamda süregelmektedir. Fakat bu durumun derecesi artarsa kişinin hayat konforunu etkilemektedir. Kişiyi gerçeklerden koparabilir.
Çoklu kişilik bozukluğu hastalığında birçok farklı belirtileri bulunur. Bedensel ve ruhsal belirtiler bir arada olabilir. Özellikle bazı ruhsal belirtileri (örneğin kafa içerisinde tartışan sesler duyma belirtisi gibi) kişide “akıl sağlığına” ilişkin ağır bir bozukluk olduğu endişesine yol açabilir. Bedensel belirtiler ise ruhsal belirtilerin yanı sıra (örneğin ruhsal nedenli bayılma gibi) nörolojik bir bozukluk akla getirebileceği için acil tıbbi değerlendirme gereksinimi duyulabilir. Dissosiyasyonun bulunduğu kişilerdeki belirtiler şunlardır:
- Çocukluktan süregelen kronik bir depresyon hali
- Yalnızlık duygusu
- Hayalperestlik, hayali arkadaşlar edinme ve etkisi altında kalma
- Zıt duygu durumları
- Kendisine, bedenine, çevreye karşı cephe alma ve yabancılaşma
- Gerçek dışılık duygusu
- Kafasının içinde sesler duyma ve yanıtlar alma
- Sinir krizleri
- Bazı dönemlerde aşırı öfkeli olma durumu
- Hafıza kopmaları
- Kendi kimliğini özümseyememe, kendisini tanıyamama
- İkili ilişkilerde çalkantılar
- İntihar düşüncesi ve girişimleri
- Kendini sevmeme
- Bedenini sevmeme
- Yeme bozuklukları
- Bayılma nöbetleri
- Ağrı, titreme, kasılma
Borderline Kişilik Bozukluğu
Borderline kişilik bozukluğu bir diğer adıyla sınırda kişilik bozukluğu kişinin bir başka kimse hakkında düşünce ve hislerini etkiler. Bu rahatsızlık günlük yaşamda sorunlara neden olan bir akıl bozukluğudur. Borderline kişilik bozukluğuna sahip kişiler yüksek derecede terk edilme korkusuna sahiptir. İstikrarsızlık gibi korkulara sahiptir. Kişide görülen sık duygu durum değişiklikleri, dürtüsellik ve yoğun öfke iletişim sıkıntıları çekmesine ve çevresi ile ilişkisinin inişli çıkışlı olabilmesine neden olabilir. Borderline kişilik bozukluğu ilk kez ergenliğin bitimi yetişkinliğe yeni geçiş döneminde görülebilir. Tedaviye göre yetişkinlik döneminde kişinin sağlık durumu değişiklik gösterebilir. Yaş aldıkça ilerleyebilen bu rahatsızlık günden güne iyiye de gidebilir. Kişiye ve kişinin tedaviye verdiği yanıta göre değişiklik gösterir. Kişi tedavi sonrası bu hastalık ile yaşamayı öğrenebilir ve kendini tanımlayabilir. Borderline diğer adı ile sınırda kişilik bozukluğu psikoz ve nevroz arasındaki sınırdan gelmektedir. Borderline kişilik bozukluğunun bazı belirtileri şunlardır:
- Bu hastalığa sahip kişiler başkaları ile çok çabuk yakınlık kurabilirler.
- Terk edilmekten korkan davranışlar sergilerler.
- Çevresine (aile, arkadaş, sevgili…) karşı uç duygular besleyebilirler. Sevgi ve nefret gibi duygular barındırabilirler.
- Dengesiz ve bozuk bir benlik duygusuna sahiptirler.
- Dikkatsizlerdir.
- Dengesiz para harcamaları yaparlar.
- Sürekli olarak devam eden intihar düşünceleri vardır.
- Kendilerine zarar verirler.
- Ani duygu durum değişikliklerine sahiptirler.
- Devamlı boşlukta hissederler.
- Öfke kontrolsüzlükleri mevcuttur.
- Güvensizlik yaşarlar, güven problemleri vardır.
Narsist Kişilik Bozukluğu
Narsist kelimesi Yunanca kökenli bir kelimedir. Narsist kişilik bozukluğunun bulunduğu kimseler dışardan her ne kadar güçlü, yeterli ve özgüvenli görülseler de arka plana bakıldığında kişi çok kırılgan hassas bir yapıdadır. Düşük özgüveninden dolayı dışarıya böyle bir tavır sergiler. Narsist kişilik bozukluğu hastalığına sahip kimseler özlerinde kendilerini oldukça güçsüz hissederler. Kişi çevresine karşı kendini beğenmiş bir tavır sergiler. Oldukça kibirlidirler ve sürekli olarak çevreden iltifat beklerler. Başkalarının duygularını hiç önemsemezler, empati kurmaktan yoksundurlar. Etrafındaki insanları çok iyi manipüle ederler. Ben merkezci bir yapıya sahiptirler. Narsist kişilik bozukluğu olan kişilerde görülen bazı belirtiler ş şekilde sıralanabilir:
- Başkalarından her anlamda üstün olduklarını düşünürler. Kibirlidirler.
- Kendilerini her zaman daha önemli görürler.
- Empatiden yoksundurlar. Empati kurmazlar.
- İstediği her şeye sahip olma hakkının olduğu düşüncesine kapılırlar.
- Başarısızlıklarını gizlerler. Başarıları ile ön plana çıkmaya çalışırlar.
- Abartılı başarılarının olduğuna inanırlar. Yeteneklerini yüceltirler. Kendilerine hayran olunmasını isterler. Sürekli ilgi beklerler.
- Küçücük başarılarda bile yüksek övgüler duymak isterler.
- Üst sınıfta olmaya önem verirler. Kendileri aşağıda tutacak hiçbir yerde durmazlar.
- Etrafındaki herkesin kendilerini kıskandıklarını düşünürler.
- Üstünlük taslarlar. İnsanları sürekli olarak küçümserler.
- En güçlüsü, en güzeli, en başarılısı en zekisi her zaman onlardır.
- Gerçekleşme imkânı olmayan hedefler kurarlar. İmkansızı isterler.
- Eleştiriye karşı tahammülleri yoktur.
- Stresli durumlarda oldukça hassastırlar.
- Bulunduğu ortamda sadece kendileri konuşulmak isterler. Tek kendileri konuşsun isterler. Başkalarına fırsat tanımazlar. Ön planda olmak için büyük çaba sarf ederler.
- Hedef ve hayalleri için insanları harcalar. İnsan kullanmaktan çekinmezler.
- Hedeflerine ulaşan başarılı insanları her zaman kıskanırlar. İçten içe haset beslerler.
- Yaşam boyunca her şeyin en iyisine sahip olma arzuları vardır. En iyisi mutlaka onlar olmalıdır.
- Hedefleri gerçekleşmediğinde depresyona girerler, umutsuzluğa kapılırlar.
- Kendi iç dünyalarında ise kendilerini yetersiz görürler, utanırlar ve güvensizlik duyarlar.

Uzm. Dr. Rahmi CİHAN
Psikiyatri

Uzm. Dr. İrem PEKER
Psikiyatri