Tükürük ve tükürük bezi nedir?
Son Güncelleme Tarihi : Ağustos 21, 2024
Vücudumuz için önemli bir sıvı olan tükürük, konuşma, tat alma ve beslenmede önemli bir rol oynar. Tükürük bezlerinde meydana gelen iyi huylu veya kötü huylu kitleler, tükürüğün salgılanmasını etkileyebilir. Genellikle 60-70 yaşları arasında ortaya çıkan tükürük bezi kanseri, özellikle erkeklerde daha sık görülür. Malign (kötü huylu) tükürük bezi kanserlerinde erken teşhis ve tedavi, tedavi başarısını artırabilir. Hastalığın tedavi planı, kanserin evresine bağlı olarak belirlenir.
Tükürük ve tükürük bezi nedir?
Tükürük bezi ne işe yarar?
Tükürük bezi kanseri nedir?
Tükürük bezi tümör çeşitleri nelerdir?
Tükürük bezi kanserinin belirtileri nelerdir?
Tükürük bezi kanserinin nedenleri nelerdir?
Tükürük bezi kanserinin tanısı nasıl konulur?
Tükürük bezi kanserinin tedavisi nasıl uygulanır?
Tükürük bezi kanseri ile ilgili sık sorulan sorular
Tükürük ve tükürük bezi nedir?
Tükürük, ağız içinde üretilen ve içinde su, sodyum, klorür, kalsiyum, potasyum, bikarbonat, immün globulin A, albumin, ptyalin ve mukus gibi önemli maddeler bulunan, vücudumuz için önemli bir sıvıdır. Tükürük, ağız içini sürekli nemli tutarak, besinlerin kayganlaşmasını ve bazı moleküllerin çözülerek tat alma organlarına ulaşmasını sağlar. Aynı zamanda yutma işlemini kolaylaştırır ve dil ile dudakların hareketlerini serbest bırakarak konuşmayı kolaylaştırır. Tükürük, dişleri ve ağız içini sürekli temizleyerek sağlıklarını korur.
Tükürük salgısı, çeşitli tükürük bezleri tarafından yapılır. Bu bezler, ağız boşluğu, burun, sinüsler, yutak, gırtlak, nefes borusu ve bronş mukozasında bulunan 400 ila 600 arasında değişen sayıda minör tükürük bezlerini içerir. Ayrıca, her iki kulağın önünde birer adet (Parotis bezi), her iki çene altında birer adet (Submandibuler bez) ve her iki dil altında birer adet (Sublingual bez) olmak üzere toplamda 6 adet büyük tükürük bezi vardır.
Tükürük bezi ne işe yarar?
Tükürük bezleri, tükürük salgısını üreten organlardır. Sağlıklı bir bireyin günlük olarak 1000–1500 cc kadar tükürük ürettiği bilinmektedir. Tükürük bezleri, ağız içindeki temizliği sağlamak, asidi nötralize etmek ve besinlerin mideye geçişine yardımcı olmak gibi görevleri yerine getirir. Ağız kokusundan sindirime kadar pek çok önemli rolü olan tükürük, sağlık açısından büyük bir öneme sahiptir.
Tükürük bezi kanseri nedir?
Tükürük bezi kanseri, ağzımızda tükürük salgısı üreten büyük (üç çift) ve küçük (bine yakın) tükürük bezlerinden birinin kanserleşmesi sonucu oluşan bir durumdur.
Tükürük bezi tümör çeşitleri nelerdir?
Tümörler, iyi huylu (benign) ve kötü huylu (malign) olmak üzere iki ana kategoriye ayrılır. İyi huylu tümörler daha yavaş büyür ve çevresindeki veya uzak organlara metastaz (sıçrama) yapma eğiliminde değildir. Kötü huylu tümörler (malign) ise daha hızlı büyür, bölgesel lenf bezlerine ve uzak organlara (akciğer, karaciğer, beyin, kemik vb.) metastaz yapma potansiyeline sahiptirler.
Tükürük bezi kanserinin belirtileri nelerdir?
Daha yavaş büyüyen iyi huylu tümörler genellikle ince, zarımsı bir kılıfla çevrili olan kapsül adı verilen yapı ile çevrilidir ve çevre dokulara yayılma (invazyon) eğiliminde değildirler. Bu tür tümörler genellikle etrafındaki dokuları itmek suretiyle büyür ve bu büyüme aylar hatta yıllar içinde gerçekleşir. İyi huylu tümörler genellikle ağrıya neden olmaz ve hastalar nadiren ağrıdan şikayetçi olurlar. Ağrı olması durumu da genellikle tümörün doğrudan etkisinden ziyade dolaylı nedenlere bağlı olabilir.
Kötü huylu tümörler (malign) ise daha hızlı büyür, bölgesel lenf bezelerine ve uzak organlara (akciğer, karaciğer, beyin, kemik vb.) metastaz yapma potansiyeline sahiptirler. Bu tümörler çevre dokulara yayılma eğilimindedir ve bu dokuların fonksiyonlarını bozarak büyürler. Örneğin, komşu sinirlere ulaştıklarında bu sinirlerin fonksiyonlarını bozabilirler. Ayrıca, kötü huylu tümörler belirli bir büyüklüğe ulaştıktan sonra ağrıya neden olmaya başlarlar. Bu ağrı, tümörün kemik, çene eklemi gibi yapıları etkilemesine bağlı olabileceği gibi doğrudan baş, yüz bölgesinde veya ağrı duyusunu taşıyan sinirlere ulaşmasıyla da ortaya çıkabilir.
Tükürük bezi kanserinin nedenleri nelerdir?
Tükürük bezi kanserlerinin kesin nedenleri bilinmemekle birlikte, bazı durumların bu riski artırabileceği düşünülmektedir. Bu durumların başında, iyi huylu tümörlerin uzun süre tükürük bezinde bulunması gelir. Bu nedenle, tümör iyi huylu olsa bile, tükürük bezinden çıkarılması genellikle tercih edilir. Radyasyon maruziyeti de tükürük kanseri riskini artırabilecek faktörlerden biridir. Ayrıca, sigara kullanımı, birçok kanserin yanı sıra tükürük bezi kanseri riskini de artırabilir.
Tükürük bezi kanserinin tanısı nasıl konulur?
Tükürük bezi kanserlerinin erken teşhisi genellikle hastanın yaşadığı belirtiler doğrultusunda gerçekleşir. Baş-boyun bölgesinde meydana gelen şişlikler veya ağrı gibi şikayetlerle doktora başvuran kişiler, yapılan detaylı incelemeler sonucunda hastalığın teşhisini alabilirler. Detaylı anamnez alındıktan sonra hasta fiziksel olarak muayene edilir. Fizik muayenede tükürük bezlerinde olası şişlik veya büyümeler incelenir, varsa boyutları ve sınırları değerlendirilir. Muayene sırasında her iki taraflı, yani bilateral olarak kontrol yapılması önemlidir.
Tükürük bezi kanserlerinde görüntüleme yöntemleri de kullanılır. Özellikle Bilgisayarlı Tomografi (BT) ve Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR), tümör dokusu ile çevre dokuların detaylı bir şekilde incelenmesine olanak tanır. Tükürük bezi kanserlerinde kesin tanı için histopatolojik inceleme yapılır. Bu, biyopsi adı verilen ve dokudan örnek alınarak incelenen bir işlemle gerçekleştirilir. Tükürük bezi kanseri teşhisi konulduktan sonra, kanserin evrelemesini belirlemek için MR gibi görüntüleme yöntemleri de yardımcı olabilir.
Tükürük bezi kanserinin tedavisi nasıl uygulanır?
Tedavide, hastalığın evresine bağlı olarak bir tedavi planı oluşturulur. Hastalığın evrelemesinde tümörün çapı, çevre dokulara yayılıp yayılmadığı, lenf nodlarına olan yayılımı ve tümörün histolojik tipi gibi faktörler etkili olmaktadır. Bu verilerin değerlendirilmesiyle birlikte belirlenen evreleme, tedavi planının belirlenmesine yardımcı olur. Tedavi seçenekleri arasında cerrahi müdahale, radyoterapi ve kemoterapi bulunmaktadır. Genellikle hastalara bu tedavi yöntemleri kombinasyon halinde uygulanır.
Tükürük bezi kanseri ile ilgili sık sorulan sorular
Tükürük bezi tümörleri tehlikeli midir?
Tükürük bezleri tümörleri genellikle iyi huylu karaktere sahiptir. Bu tümörler arasında en yaygın olanı parotis bezi tümörüdür, ve genellikle iyi huylu bir seyir gösterirler. Bu tümörler agresif değildir ve nadiren diğer bölgelere yayılım gösterirler. İyi huylu tümörlerde, tedaviye ihtiyaç duyulmayan vakalarda dahi, çok düşük bir olasılıkla maligniteye, yani kansere dönüşme riski bulunabilir. Bu nedenle, tükürük bezinde tümör oluşumlarının değerlendirilmesi ve uygun tedavi seçeneğiyle tedaviye başlanması önemlidir. Kötü huylu seyir gösteren malign tükürük bezi kanserlerinde ise erken teşhis ve tedaviye mümkün olan en erken aşamada başlanması, tedavi başarısını önemli ölçüde artırabilir. Bu sebeple özellikle kulak ön bölgesinde, çene altında şişlik, yutma güçlüğü, yüzde hissizlik, uyuşma gibi şikayetlerde hastaneye en erken dönemde başvurmak oldukça önemlidir.
Tükürük bezi kanseri öldürür mü?
Tükürük bezleri tümörleri genellikle iyi huylu karaktere sahiptir. Bu tür tümörlerin tedavi sonrası sağkalım oranı genellikle yüzde 95 civarındadır. Ancak, kötü seyirli, geç tanı konmuş veya tedavi edilmemiş malign tükürük bezi kanserlerinde başarı oranı genellikle yüzde 50 civarındadır.
En sık hangi tükürük bezlerinde kanser görülür?
Majör ve minör tükürük bezlerinin en yaygın benign tümörü pleomorfik adenom’dur ve tüm tükürük bezi tümörlerinin %50’sini, tüm parotis tümörlerinin ise %65’ini oluşturur. Majör ve minör tükürük bezlerinin en sık görülen malign tümörü ise mukoepidermoid karsinom’dur ve tüm tükürük bezi tümörlerinin %10’unu, tüm malign tükürük bezi tümörlerinin ise %35’ini oluşturur. Bu tümör genellikle parotiste en sık rastlanan türdür.
Tükürük bezlerindeki her tümör kanser midir?
Tükürük bezinde meydana gelen her tümör kanserli değildir ve her şişlik kötü huylu olma özelliği taşımaz. Özellikle kulak önündeki tükürük bezlerinde bulunanların (parotis bezleri) önemli bir kısmı iyi huylu şişliklerdir. Bu nedenle vurgulanması gereken önemli bir konu, şişliklerin iyi mi yoksa kötü huylu mu olduğudur.
Tükürük bezi kanserinin risk faktörleri nelerdir?
İyonize radyasyona maruz kalma, tükürük bezleri kanserlerinin en yaygın suçlanan etiyolojik faktörüdür. Kauçuk sektöründe çalışanlar, asbeste maruz kalan madenciler, tesisatçılar ve kereste işinde çalışan kişiler gibi meslek gruplarında ise maruziyet nedeniyle ikincil bir risk artışı gözlemlenmektedir.
Benign tükürük bezi tümörü ne anlama gelmektedir?
Tükürük bezinden kaynaklanan tümörler genellikle 50-70 yaş aralığında yavaş büyüyen kitleler olarak ortaya çıkar. Tanıda, muayene ve radyolojik tetkiklerin yanı sıra ince iğne biyopsisi de önemli bir rol oynar. İğne biyopsisi, tümörün iyi huylu veya kötü huylu olup olmadığını ayırt etmede kullanılır ve tedavi planı bu doğrultuda belirlenir.
İyi huylu tükürük bezleri tümörlerinin çoğu, 30-60 yaş aralığında ve özellikle kadınlarda daha sık görülen “mikst tümör” veya “pleomorfik adenom” adı verilen tümörlerdir. Genel olarak, tüm iyi huylu tümörlerde cerrahi tedavi tercih edilir. Bu ameliyat sırasında, tümörün bulunduğu tükürük bezi bütün olarak çıkartılır. İyi huylu parotis tümörlerinde, tümörün derin lob tarafından tutulmadığı durumlarda cerrahi, sadece yüzeyel lobun çıkartılmasını içerir.
Maling tükürük bezi tümörü ne anlama gelmektedir?
Kötü huylu tümörler, tümörün klinik davranışına, yayılma hızına ve yapısal değişiklik derecesine göre düşük, orta ve yüksek dereceli (grade) olarak sınıflandırılmaktadır. Yüksek dereceli tümörler daha agresif, çevre dokulara ve boyun lenf bezlerine yayılma eğiliminde, uzak metastaz riski yüksek olan tümörlerdir. Malign tükürük bezi tümörlerinin tedavisinde ilk tercih cerrahidir. Ameliyat sırasında tümörün çevresinde tümörün yayılmamış normal dokuları içerecek şekilde geniş bir şekilde çıkarılması gerekmektedir. Tümör tarafından etkilenmeyen önemli sinirler, örneğin yüz siniri veya dil hissiyatını sağlayan sinir, korunmalıdır. Boyundaki lenf bezlerinde tümör yayılması saptandığında, belirgin bir tutulum olmasa bile yüksek riskli tümörlerde ameliyat sırasında komşu lenf bezleri de çıkarılabilir (boyun diseksiyonu ameliyatı). Radyoterapi, nadiren küçük tümörlerde ana tedavi olarak seçilebilir. Ancak büyük ve yüksek riskli tümörlerde, cerrahiden sonra ameliyat bölgesine radyoterapi uygulanarak aynı bölgede tümörün tekrar oluşması önlenmeye çalışılır. Ameliyata uygun olmayan hastalarda veya tümörün bölgesel yayılımı ve/veya uzak metastaz yapmış olduğu durumlarda, ilaç tedavisi (kemoterapi) tercih edilebilir.
Tükürük bezi kanserinin görülme sıklığı nedir?
Kötü huylu tükürük bezi tümörleri, baş ve boyun bölgesinde görülen kötü huylu tümörlerin yaklaşık yüzde 3-4’ünü oluşturmaktadır. Bu tümörler, genellikle yüzde 75-80 oranında parotis bezinde, yüzde 20 oranında çene altı tükürük bezinde ve nadiren dilaltı ya da minör bezlerde ortaya çıkar. Malign tükürük bezi tümörü olan hastaların çoğunluğu genellikle 60-70 yaş aralığındaki kişilerdir ve bu tür tümörler erkeklerde daha sık görülmektedir.
Tükürük bezi kanseri yüz felcine sebep olur mu?
Yüz kaslarımızı kontrol eden fasiyal sinir, büyük tükürük bezimiz olan parotis bezinin içinde bulunmaktadır. Parotis bezinin malign tümörleri, eğer serin loba doğru yayılıp yüz sinirini etkilerse, bu durumda yüz felci ortaya çıkabilir.
Tükürük bezi kanseri şüphesinde hangi doktora gidilmelidir?
Kulak, burun, boğaz (KBB) sorunları yaşayan kişilerin KBB uzmana başvurması önemlidir.
Tükürük bezi kanserinde biyopsi nasıl yapılır?
Bu prosedür, açık biyopsi, ince iğne aspirasyon biyopsisi (İİAB), kor biyopsi ve donuk kesit biyopsisi gibi yöntemlerle gerçekleştirilebilir. Günümüzde parotis ve submandibuler bezlerdeki kitleler için yaygın olarak tercih edilen biyopsi yöntemi genellikle İİAB’dir. Minör tükürük bezlerinde ise genellikle forseps yardımıyla açık biyopsi (insizyonel) tercih edilir.
Tükürük bezi kanserinde ince iğne aspirasyon biyopsisi, tümörün yayılmasına yol açar mı?
İğne biyopsisi, dünya genelinde milyonlarca hastaya uzun yıllardır uygulanan ve hala kullanılan bir teşhis yöntemidir. Bu yöntemin tümörün yayılmasına neden olduğuna dair bilimsel bir kanıt bulunmamaktadır. Bu nedenle, sağlık profesyonelleri tarafından güvenle uygulanmaktadır.
Tükürük bezi kanseri önlenebilir mi?
Tükürük bezi kanserinin nedenleri henüz bilinmemektedir. Bu nedenle, nasıl önlenebileceği konusunda herhangi bir kesin bilgi bulunmamaktadır. Diğer bazı kanser türlerinde olduğu gibi, tükürük bezi kanseri için belirli bir neden-sonuç ilişkisi tespit edilememiştir. Bu durumda, tükürük bezi kanserini önlemenin spesifik bir yolu bulunmamaktadır. Ancak, tükürük bezi içinde oluşan tümörün cerrahi müdahale ile hızlı bir şekilde çıkarılması, bu tür kanserlere karşı alınabilecek tek önlemdir.
Tükürük bezi kanseri erken teşhis edilebilir mi?
Kulak önünde, çene altında veya ağız, boğaz gibi bölgelerde bir şişlik veya kitle fark eden hastanın doktora başvurmasıyla teşhis süreci başlar. Hekim, muayene sırasında tükürük bezi tümörü şüphesi taşıdığını düşünüyorsa genellikle ultrason, manyetik rezonans (MR) veya bilgisayarlı tomografi (BT) gibi radyolojik görüntüleme yöntemlerine başvurur. Bu, muayane sonrası teşhisi doğrulamak için kullanılan ikinci bir adımdır. Daha sonra, bazen iğne biyopsisi ile kitledeki hücre veya doku örneğinin alınması gerekebilir. Bu işlem, teşhisi kesinleştirmek ve tedavi öncesi planlamaları en doğru şekilde yapabilmek için uygulanır.
Tükürük bezi kanseri metastaz yapar mı?
Kötü huylu tümörler (malign, habis), daha hızlı büyürler ve bölgesel lenf bezelerine, uzak organlara (akciğer, karaciğer, beyin, kemik vb.) metastaz yapma potansiyeline sahiptirler. Ayrıca çevre dokulara yayılma (invazyon) gösterir ve onların fonksiyonlarını bozarak gelişirler.
Tükürük bezi kanseri cerrahisinden sonra yüzde iz kalır mı?
Parotis bezi ameliyatlarında, kulak önünden başlayıp çene arkasına uzanan bir kesi yapılır. Ameliyat sonrasında bu kesi, estetik dikiş denilen cilt altı dikişle kapatılır ve minimal bir izle iyileşme gözlenir. Kesi, kulağın arkasına yerleştirilerek iz kalma olasılığı çok düşürülür. Submandibular bez ameliyatlarında benzer şekilde, çene altına yaklaşık 3 cm uzunluğunda bir kesi yapılır ve cilt altı dikişle kapatılır. İyileşme sonrasında kalan iz, önemsenmeyecek kadar azdır.
Tükürük bezi ameliyatından sonra tükürük bezlerinin alınması ne gibi sonuçlar doğurur?
Parotis ve submandibuler bezin tek taraflı alınması, tükürük yetersizliği ve ağız kuruluğu gibi sorunlara neden olmaz. Yüzün diğer tarafındaki tükürük bezleri ile mikroskobik tükürük bezleri, eksik olan bezin işlevini üstlenir. Tükürük bezi ameliyatlarının geç döneminde beslenme, konuşma gibi fonksiyonlar etkilenmez.
Tükürük bezi kanseri ameliyatı ne kadar sürer?
Tükürük bezi kanseri ve tümörleri tedavi sürecine yaklaşırken ilk olarak kanserli dokunun konumu incelenir. Ardından, tümörün iyi huylu mu yoksa kötü huylu mu olduğu ayırt edilmeye çalışılır. Bu aşamalardan sonra, hastaya en uygun ve en az etkiyle tedavi seçenekleri değerlendirilir. Bu tedavi yöntemi, hastaya minimum organ kaybı, minimum iş gücü kaybı ve en az sıkıntı yaşatacak şekilde belirlenmelidir, ki bu da yaşam kalitesini mümkün olduğunca az etkilesin.
Daha sonra yapılan işlemlerde, tümörün bulunduğu bölgede ne kadar yayıldığı, çevredeki bölgelere özellikle boyun lenf düğümlerine herhangi bir yayılım olup olmadığı belirlenmeye çalışılır. Bu bilgilerin elde edilmesinin ardından, hastanın genel durumu da dikkate alınarak tedavi planı oluşturulur.
Tükürük bezi kanseri ameliyatında hastanede yatış süresi ne kadardır?
Cerrahinin türüne bağlı olarak, genellikle 2-4 gün olan ortalama yatış süresi bulunmaktadır.
Ameliyattan sonra nelere dikkat edilmelidir?
Ameliyat sonrasında, cerrahi alanındaki kan ve sıvı birikimini boşaltmak için genellikle “dren” adı verilen bir boru yerleştirilir. Dren, çoğu durumda, 24 ila 48 saat içinde çıkarılır. Ancak, birikimi önlemek amacıyla sahada bir süre daha sargılı bir pansuman kalacaktır, genellikle 3-4 gün. Eğer ciltte dikişler varsa, hekimin tercihine göre 5. ile 7. günler arasında çıkartılabilir. Bu süre zarfında genellikle 3 veya 4 kez pansuman yapmak yeterlidir. Cilt kesisi, kendiliğinden eriyen özel ipliklerle gizli bir şekilde kapatıldıysa, dikişlerin alınması gerekmez. Hasta, ameliyatın ardından çoğu kez bir hafta içinde rahatça banyo yapabilir hale gelir. Enfeksiyon riskine karşı, 3-4 gün boyunca antibiyotik kullanılması uygun olabilir.
Ameliyat sonrası ilk 3-4 saat boyunca hastaya ağızdan gıda veya sıvı verilmez, çünkü bu süre zarfında anestezi etkileri geçene kadar hasta genellikle uykudadır. Ameliyat günü ilerleyen saatlerde genellikle yumuşak, sıvı gıdalarla beslenen hasta, çoğu kez ertesi günden itibaren normal gıdalara geçebilir. Ancak, özellikle kötü huylu tümörler nedeniyle yapılan kapsamlı cerrahilerden sonra, hasta kendine gelme ve eski beslenme düzenine dönme süreci daha uzun sürebilir.
Genel olarak, yüz ve boyun bölgesinde gerçekleştirilen ameliyatlar, kesi planlaması ve ameliyat sonrası dikişle kapatılması konusunda özel bir özenle yapılır, çünkü kozmetik kaygılar göz önünde bulundurulur. Ancak, daha sonra oluşabilecek yara izini en aza indirmek için hastalardan kesi bölgesini bir yıl boyunca güneşe maruz bırakmamaları istenir. Açık havada bulunduklarında yüksek koruma faktörlü kremler veya eşarplar, fularlar gibi aksesuarlarla korunmaları önerilir. Ayrıca, bazı krem ve jel formundaki ilaçların, yara dokusunu daha az belirgin hale getirebileceği düşünülmektedir.