HPV (Hüman Papilloma Virüs) nedir?
Son Güncelleme Tarihi : Ağustos 21, 2024
HPV veya tam adıyla Human Papilloma Virüs, insanlarda oldukça yaygın olarak görülen ve genellikle herhangi bir belirtiye neden olmasa da, bazı durumlarda genital siğil ve kansere yol açabilen bir virüstür. Bu nedenle, özellikle kadınlar için aşılama ve tarama testleri büyük önem taşır.
- HPV (Hüman Papilloma Virüs) nedir?
- HPV virüsü nasıl bulaşır?
- HPV virüsünün bulaşmasını cinsel ilişki sırasında kondom kullanılması önler mi?
- HPV belirtileri nelerdir?
- HPV enfeksiyonunun kendiliğinden gerilemesini engelleyen ve yayılımına neden olan faktörler nelerdir?
- HPV’nin rahim ağzında kalıcı olmasını artıran risk faktörleri nelerdir?
- HPV ile ilişkili kanserler nelerdir?
- HPV virüsünün tanısı nasıl konulur?
- HPV enfeksiyonunda tedavi yöntemleri nelerdir? HPV tedavisi nasıldır?
- HPV enfeksiyonundan korunmak için nelere dikkat edilmelidir?
- HPV aşısı kimlere yapılmamalıdır?
- HPV aşısı seksüel olarak aktif olanlarda fayda sağlar mı?
- HPV aşısının yan etkileri nelerdir?
- HPV aşısı sonrası rahim ağzı kanseri olunabilir mi?
- Aşı sonrasında HPV DNA ve Pap Smear testi yaptırılması gerekli midir?
- HPV virüsü hangi hastalıklara yol açar?
- HPV iltihap yapar mı?
- HPV virüsü el ile bulaşır mı?
- HPV’nin kansere dönüşme oranı nedir?
- Kolposkopi nedir? Kolposksopinin tanı konmadaki yeri nedir?
- HPV enfeksiyonunun risk faktörleri nelerdir?
- HPV hangi yaşlarda daha tehlikelidir?
- HPV aşısı etkin bir aşı mıdır?
HPV (Hüman Papilloma Virüs) nedir?
HPV, insan epitel hücrelerine yerleşen bir virüs ailesidir ve şu ana kadar 200’den fazla farklı tipi tespit edilmiştir. “Human” ismi, sadece insanları enfekte edebildiği için kullanılmaktadır. HPV’nin birçok farklı tipi ağız, boğaz ve genital bölgeyi etkileyebilir. HPV’nin el, yüz veya vücudun diğer bölgelerinde bulunan tipleri farklıdır, ancak genital bölgede görülen tipler özeldir. HPV ile enfekte olan bir kişi, genellikle herhangi bir semptom göstermeyebilir, bu nedenle kişinin HPV ile enfekte olup olmadığını belirlemek için özel testler gerekebilir. HPV virüsü çoğu kişide herhangi bir soruna neden olmaz ve çoğu enfeksiyon kendi kendine düzelir. Ancak bazı HPV tipleri ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
HPV virüsü nasıl bulaşır?
HPV virüsü, insan cildinde canlı olarak bulunabilen bir virüs olduğundan, genellikle cilt teması yoluyla bulaşır. Genital HPV’nin en yaygın bulaşma yolu ise cinsel temasla gerçekleşir. HPV taşıyan bir erkek veya kadınla cinsel ilişki sonrasında virüs diğer kişiye bulaşabilir. Genellikle cilt temasıyla bulaşmasına rağmen, HPV belirli bir süre boyunca dış ortamda canlı kalabilir. Ayrıca HPV, sıkça kullanılan dezenfektanlara (Glutaraldehit, etanol, izopropil alkol gibi) karşı da hayatta kalabilir.
HPV ile temas genellikle cinsel yolla olmasına rağmen, bazen cinsel temas dışında da bulaşabilir. Nadiren de olsa sauna, hamam, umumi tuvaletler gibi ortak kullanım alanlarından da bulaşabilir. Ayrıca genital organlara temas eden eşyaların ve giysilerin ortak kullanımı sonucunda da bulaşabilir. Hatta küçük çocuk ve bebeklerde görülen genital HPV enfeksiyonunda, en sık etken bakım veren ebeveynlerin elleri yoluyla virüs bulaşabilir.
Başka bir bulaşma yolu da gebelik sürecinde annede aktif genital HPV enfeksiyonu bulunmasıdır. HPV pozitif olan annelerin normal doğum yapmaları, bebeğin ses tellerinde siğil oluşumuna neden olabilir. Bu nedenle aktif genital HPV enfeksiyonu olan gebelerde sezaryen ile doğum tercih edilebilir.
Yapılan çalışmalarda genç kadınlarda HPV görülme sıklığı yaklaşık olarak %20 civarındadır. Yani ülkemizde yaklaşık her 5 kadından birinde HPV virüsü bulunmaktadır. HPV ile temas sonrasında genital siğil gelişimi genellikle 3 hafta ile 8 ay arasında gerçekleşir. Ancak siğil veya rahim ağzı hastalığı gelişmeden önce bazı kişilerde HPV yıllarca sessiz kalabilir. Bu nedenle hastalığın ne zaman veya kimden bulaştığını belirlemek mümkün olmayabilir.
HPV virüsünün bulaşmasını cinsel ilişki sırasında kondom kullanılması önler mi?
HPV virüsünün cinsel yolla bulaşmasını önlemek için kullanılan yöntemlerden biri kondom (prezervatif) kullanmaktır. Cinsel ilişki sırasında kondom kullanmak, HPV’nin bir kişiden diğerine geçme riskini azaltabilir. Virüsün bulaşma potansiyeline sahip herhangi bir cilt teması, cinsel ilişkinin başından sonuna kadar kondom kullanımının önemli olduğunu gösterir. Erkeklerin kullandığı prezervatifler korunmada yaygın bir yöntemken, kadın prezervatifleri de bir seçenek sunar. Ancak, prezervatifler genital bölgenin tamamını kaplamadığı için HPV bulaşmasını yüzde 100 engelleyemeyebilir.
HPV belirtileri nelerdir?
“Kadınlarda HPV virüsü ve belirtileri” ile “Erkeklerde HPV virüsü ve belirtileri” en çok merak edilen sorular arasındadır. HPV enfeksiyonu genellikle belirti vermez. HPV’nin siğil oluşturan tipleri genellikle genital siğiller şeklinde belirti gösterir. Diğer tipleri ise sadece Pap smear testi ve HPV testi ile tespit edilir. HPV, kadınlarda virüsün yerleştiği bölgelere göre farklılık gösterir. Cilt bölgesinde siğiller görülebilir, bunlar karnabahar benzeri ağrısız kabarıklıklardır. Rahim ağzında ise doktor kontrolü sırasında kızarıklıklar fark edilebilir. Kişiler herhangi bir şikayet yaşamasalar bile düzenli jinekolojik kontrollerin aksatılmadan yapılması son derece önemlidir.
HPV enfeksiyonunun kendiliğinden gerilemesini engelleyen ve yayılımına neden olan faktörler nelerdir?
HPV enfeksiyonu sonrasında, müdahale gerektirmeden 1 yıl içinde hastaların %80’inde, 2 yıl içinde ise %90’ında enfeksiyon kendiliğinden kaybolmaktadır. Bu hastaların %8-9’unda enfeksiyon 2 yıldan daha uzun süre devam edebilir ve tüm hastaların %1’inden azında yıllar içinde invaziv rahim ağzı kanseri gelişebilir. HPV enfeksiyonundan rahim ağzı kanserine geçen süre genellikle on yıllarla ifade edilir. Ancak çok nadir durumlarda kanser gelişme olasılığı daha kısa sürede de mevcuttur. HPV enfeksiyonunun kendiliğinden gerilemesini engelleyen ve yayılmasına neden olan faktörler şunlardır:
- Zayıf bağışıklık sistemi
- Sigara kullanımı
- Kanser tedavileri
- Uzun süreli steroid türü ilaç kullanımı
- Hamilelik
- Yorgunluk
- HPV dışında kalan ve sık tekrarlayan genital hastalıklar
HPV’nin rahim ağzında kalıcı olmasını artıran risk faktörleri nelerdir?
Rahim ağzında HPV’nin kalıcı olma riskini artıran faktörler genellikle değiştirilebilir risk faktörlerinden oluşur. Bu faktörler şunlar içerebilir:
- Yüksek riskli HPV ile enfekte olmak
- Sigara kullanımı
- Bağışıklık sistemini zayıflatan durumlar
- İmmunsupresan ilaç kullanımı (steroid vb.)
- Organ nakli
- Edinilmiş immün yetmezlik (HIV, AIDS)
- Ailesel immün yetmezlik sendromları
- İleri yaş
- Çok partnerli cinsel yaşam
- İlk cinsel ilişkinin 21 yaşın altında olması
- Uyku düzensizliği
- Stres
- Dengesiz ve sağlıksız beslenme
HPV ile ilişkili kanserler nelerdir?
Yüksek riskli HPV tipleri tarafından tetiklenen ve HPV ile ilişkilendirilen kanserler arasında rahim ağzı kanseri, vajina kanseri, dış genital bölge kanseri (vulva kanseri), anal kanserler, ağız, dudak ve dil kökü kanserleri, baş-boyun kanserleri ve erkeklerde penis kanseri yer almaktadır.
HPV virüsünün tanısı nasıl konulur?
HPV testi, kesin bir tanı koymak için kullanılabilir. HPV testi, rahim ağzı kanseri tarama programının bir parçasıdır. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, ülkemizde de rahim ağzı kanseri taramasında HPV testleri kullanılmaktadır. HPV testinin temel amacı, bireyde rahim ağzı kanseri ile ilişkilendirilen yüksek riskli HPV tiplerinin varlığını tespit etmektir. Bu tarama işlemi HPV DNA-Pap smear testi olarak bilinir. HPV testi için, rahim ağzından özel bir çubuk ile örnek alınır. HPV tanısı için kan testi uygulanmaz. Tarama, 30-65 yaş arasındaki tüm kadınlara 5 yılda bir yapılır. Taramanın amacı, rahim ağzı kanseri olan kişilerin erken teşhis ve tedavi almasını sağlamak ve rahim ağzı kanserinin neden olduğu ölüm ve hastalık oranını azaltmaktır. Test sonuçlarından herhangi birinde anormallik bulunması durumunda, doktor uygun tedavi planını sunmalıdır.
HPV enfeksiyonunda tedavi yöntemleri nelerdir? HPV tedavisi nasıldır?
HPV enfeksiyonunun kendisi tedavi edilemese de, bu enfeksiyonun neden olduğu lezyonlar tedavi edilebilir. HPV ile temas sonrasında, genellikle vücut bağışıklık sistemi tarafından virüs atılır. Ancak genital siğiller ortaya çıkarsa, kimyasal koterizasyon veya elektrokoterizasyon yöntemleri ve yerel ilaçlar kullanılabilir. Riskli vakalarda, rahim ağzı daha ayrıntılı olarak incelenmek üzere kolposkopi yapılabilir. CIN lezyonlarının tedavisi cerrahi yöntemler gerektirir. Lezyonun yerine ve ciddiyetine bağlı olarak, rahim ağzının etkilenen bölgesi LEEP veya soğuk konizasyon yöntemlerinden biri ile çıkarılır.
HPV enfeksiyonundan korunmak için nelere dikkat edilmelidir?
HPV virüsünden hem erkeklerde hem de kadınlarda korunmak için atılacak ilk adım tek eşliliktir. Cinsel ilişki sırasında kondom kullanmak, HPV riskini azaltabilir. Ancak kondomlar genital bölgeyi tamamen kaplamadığı için tam bir koruma sağlamayabilirler, bu nedenle diğer önlemler de alınmalıdır. Özellikle cinsel yaşam başlamadan önce yapılan HPV aşısı, kadınlara ve erkeklere karşı en etkili koruma yöntemidir. Aşının en uygun zamanı 9-12 yaş arasındadır. Daha önce HPV enfeksiyonu geçiren kişilerde aşının koruyuculuğu daha düşük olabilir. Ayrıca aşıya verilen yanıt (antikor oluşumu), genç yaşlarda daha etkili olur.
Kuadrivalan HPV aşısı (4 HPV tipine karşı koruma sağlar) FDA tarafından onaylanmış olup hem kız hem de erkek çocuklara uygulanabilir. Bu aşı, kız çocuklarına veya kadınlara virüsle karşılaşmadan önce yapıldığında rahim ağzı kanseri vakalarının önemli bir kısmını önleyebilir. Ayrıca vajinal kanser ve vulva kanserine karşı da koruyucudur. Üstelik HPV aşısı, hem erkeklerde hem de kadınlarda genital siğilleri, anal kanserleri, ağız kanserlerini, baş ve boyun kanserlerini önleyebilir. FDA, kuadrivalan aşının 9-45 yaş arasındaki kişilere uygulanabileceğini belirtmiştir. Ancak 27-45 yaş arasındaki kişilerin aşı olmadan önce doktor tavsiyesi alması önerilir. HPV enfeksiyonunu tamamen önlemek mümkün olmasa da CIN/SIL lezyonlarını ve rahim ağzı kanserini önlemek için düzenli smear ve HPV testleri alarak, anormal sonuçlar durumunda uygun tedavi yöntemlerinin uygulanması ile önlem alınabilir.
HPV aşısı kimlere yapılmamalıdır?
HPV aşısı, gebelik veya gebelik şüphesi olan kadınlara önerilmez. Ancak, gebelik sırasında fark edilmeden yapılan aşıların herhangi bir anormalliğe yol açtığına dair kanıt bulunmamaktadır. HPV aşılarının, gebelik sırasında anne veya bebek üzerinde zararlı etkilere neden olduğuna dair bilimsel kanıt bulunmamaktadır. Bilinçsizce yapılan HPV aşıları sonrasında gebelik yaşayan kadınların ve bebeklerin takibi, toplumun genelinden farklı olumsuz sonuçlar göstermemiştir. HPV aşısına başlandıktan sonra gebelik oluşursa, kalan aşı dozlarının doğumdan sonraya ertelenmesi önerilir.
HPV aşısı seksüel olarak aktif olanlarda fayda sağlar mı?
Ülkemizde HPV aşısı henüz ulusal aşı programına dahil edilmemiştir. Önerilen uygulama yaş aralığı 9-14 yaş arasındaki kız ve erkek çocuklardır. Bu yaş grubundaki çocuklarda 0 ve 6. ay arasında 2 doz aşı, yeterli bağışıklığı oluşturduğu için bu yaş grubu için iki doz aşı önerilmektedir. 15 yaş ve üzerindeki kişilerde ise 0, 1 veya 2. ay ve 6. ay arasında 3 doz aşı yapılması önerilir. Son araştırmalar, özellikle 26 yaşına kadar 2 doz aşının yeterli olabileceğini göstermektedir. Cinsel yaşamı aktif olan kişilerde HPV aşısı koruyucu olsa da, cinsel temas yaşamamış kişilere göre koruma düzeyi daha düşük olabilir.
HPV aşısının yan etkileri nelerdir?
HPV aşılarının yan etki profili, diğer çocukluk çağı aşılarından farklı değildir. Hatta canlı virüs içermemesi ve viral enfeksiyona yol açmaması nedeniyle, canlı virüs aşılarından daha güvenli olarak kabul edilebilir. Dünya Sağlık Örgütü, HPV aşılarının fayda-zarar dengesinin kesinlikle fayda lehine olduğunu açıklamıştır. Mevcut HPV aşılarının tamamı güvenlik ve güvenilirlik testlerinden başarıyla geçmiştir ve yaklaşık 15 yıldır kullanılmaktadır.
HPV aşısı sonrası rahim ağzı kanseri olunabilir mi?
HPV aşısı olduktan sonra bile rahim ağzı kanseri riski bulunmaktadır. Çünkü aşılama sonrasında aşı içermeyen nadir HPV tipleri rahim ağzı kanseri oluşturabilir.
Aşı sonrasında HPV DNA ve Pap Smear testi yaptırılması gerekli midir?
Rahim ağzı kanseri taramaları kapsamında yapılan HPV DNA ve Pap smear testleri, aşılanma sonrasında da düzenli olarak devam ettirilmelidir. Çünkü aşılama sonrasında nadir görülen HPV tiplerine maruz kalınabilir ve bu maruziyet rahim ağzı kanserine yol açabilir. Bu nedenle HPV tarama testleri aşılandıktan sonra da düzenli olarak yapılmalıdır.
HPV virüsü hangi hastalıklara yol açar?
HPV virüsü, 200’den fazla farklı tipe sahiptir. Bu tipler, kanser risklerine göre yüksek riskli (high risk) ve düşük riskli (low risk) HPV tipleri olarak sınıflandırılır. En yaygın yüksek riskli HPV virüs tipleri şunlardır: HPV 16, HPV 18, HPV 31, HPV 33, HPV 45, HPV 52, HPV 58. En sık rastlanan düşük riskli HPV tipleri ise şunlardır: HPV 6, HPV 11. Yüksek riskli HPV tipleri rahim ağzı kanserine neden olurken, düşük riskli HPV tipleri genital siğillere yol açar. Dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de en sık görülen HPV tipleri HPV 16 ve HPV 18’dir. Rahim ağzı kanserine en çok neden olan HPV tipleri de HPV 16 ve HPV 18’dir. Rahim ağzı kanserinin yaklaşık %50’si HPV 16 ile ilişkilendirilirken, %20’si HPV 18 ile ilişkilidir. HPV virüsünün neden olduğu hastalıklar şunlardır: – Rahim ağzı kanseri – Rahim ağzı kanseri öncüsü hastalıklar (CIN1, CIN2, CIN3) – Dış genital bölge ve anüs çevresinde siğiller – Vajina kanseri – Dış genital bölge kanseri (vulva kanseri) – Anüs kanseri – Gırtlak kanseri ve ses tellerinde siğiller – Ağızda siğiller – Erkeklerde penis kanseri
HPV iltihap yapar mı?
Genital siğillere yol açan HPV (HPV 6, HPV 11) enfeksiyonu, vücut bağışıklığı düzgün çalışmıyorsa ve cinsel ilişkide prezervatif kullanılmazsa ortaya çıkabilir. İlişki ile enfeksiyon riski artar. Genital siğillerin vajinal akıntı ile doğrudan bir ilişkisi olmasa da, genital siğili olan kişilerde vajinal akıntı görülebilir.
HPV virüsü el ile bulaşır mı?
HPV virüsüne maruz kalmak için tam bir cinsel birleşme gerekli değildir; cinsel birleşme öncesi yakın temas yoluyla da bulaşabilir. Ayrıca HPV, genital bölge dışındaki deri ve tırnak aralarında da bulunabilir ve bu bölgelerle temas sonucu bulaşabilir.
HPV’nin görülme sıklığı nedir?
Düşük riskli tipleri (örneğin HPV Tip 1, 2, 4 gibi) el ve ayak siğillerine yol açarken, diğer düşük riskli tipleri (HPV tip 6 ve 11) genital bölgede siğillere neden olabilir. Yüksek riskli tipleri (örneğin HPV 16, 18, 31, 33, 35 gibi), rahim ağzında preinvaziv lezyonlara ve rahim ağzı kanserine yol açabilir. HPV enfeksiyonu, tüm dünyada cinsel yolla bulaşan hastalıklar arasında en yaygın olanıdır. Batı toplumlarında, cinsel olarak aktif kadınların yaklaşık olarak %70’inin hayatlarının bir döneminde en az bir kez HPV ile karşılaştığı tahmin edilmektedir. HPV enfeksiyonu, diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklar gibi 18-30 yaşları arasında en sık görülür. Partner sayısı arttıkça, HPV enfeksiyonu riski de artar.
HPV’nin kansere dönüşme oranı nedir?
Rahim ağzı kanserlerinin yüzde 90’ından fazlası HPV enfeksiyonu ile ilişkilendirilmektedir. En sık görülen HPV tipleri HPV 16, 18, 31, 33, 45, 52 ve 58’dir. Sigara kullanımı, çoklu partner ilişkisi, bağışıklık sisteminin zayıf olması gibi nedenler HPV enfeksiyonu ve HPV’nin sürekli varlığını artırarak rahim ağzı kanseri riskini artırabilir.
Kolposkopi nedir? Kolposksopinin tanı konmadaki yeri nedir?
Rahim ağzı kanseri için yüksek risk taşıyan kişiler (smear testi sonuçlarında anormallikler, pozitif HPV testi sonuçları) belirlendikten sonra, rahim ağzı kanserine neden olabilecek lezyonları tespit etmek ve bunların erken tedavisini yapabilmek amacıyla başvurulan tanısal bir yöntem kolposkopidir. Kolposkopi cihazı, temel olarak rahim ağzını 8-20 kat büyütebilen bir mikroskop benzeri bir cihazdır. Rahim ağzı dokusunu daha ayrıntılı bir şekilde incelemeye olanak tanır. Ayrıca asetik asit ve lugol gibi özel solüsyonların rahim ağzı dokusunda meydana getirdiği değişiklikleri net bir şekilde gözlemleyerek, uygun bir yerden biyopsi alınması için doktoru yönlendirir. Alınan biyopsi sonuçlarına göre, bir sonraki adımda ne tür bir tedavi yolunun izleneceğine karar verilir.
HPV enfeksiyonunun risk faktörleri nelerdir?
HPV enfeksiyonu için risk faktörleri şunlar şeklinde sıralanabilir: İlk cinsel ilişkiye başlama yaşı, Birden çok cinsel partner, Cinsel partnerin birden fazla cinsel partneri olması ve Sigara kullanımı.
HPV hangi yaşlarda daha tehlikelidir?
HPV enfeksiyonu en sık olarak 20-29 yaş arasında görülür. Ancak bu yaşlarda görülen enfeksiyonların büyük bir kısmı vücuttan yaklaşık iki yıl içinde temizlenir. 35 yaşından sonra ortaya çıkan HPV enfeksiyonları veya devam eden enfeksiyonlar, rahim ağzı kanseri riski açısından daha yüksek bir risk taşır.
HPV aşısı etkin bir aşı mıdır?
HPV enfeksiyonundan sonra iyileşen kişilerin sadece yarısında, enfeksiyona neden olan virüs türüne karşı kalıcı bağışıklık gelişir. Bu, aynı virüs türü ile tekrar enfekte olabileceğimizi gösterir. Ayrıca, oluşan bağışıklık HPV türüne özgüdür ve diğer HPV tiplerine karşı koruma sağlamaz. Bu nedenle HPV aşısının önemi bir kez daha vurgulanır. HPV aşısı sonucunda oluşan antikorlar, aşının içerdiği HPV tiplerine karşı tam ve kalıcı koruma sağlar.