Dil kanseri nedir?
Dil kanseri nedir?
Dil ve ağız içi tümörü türleri nelerdir?
Dil kanseri görülme sıklığı nedir?
Dil ve ağız içi tümörü veya kanseri nedenleri nelerdir?
Dil ve ağız içi kanseri veya tümöründe görülen belirtiler nelerdir?
Dil kanseri tedavisinde yöntemler nelerdir?
Dil, ağız içinde yer alan ve kaslardan oluşan bir organdır; çiğneme, yutma, sindirimin başlaması, konuşma ve tat alma gibi fonksiyonları vardır. Kanser ise, vücuttaki epitel tabakalarında bulunan hücrelerden kaynaklanan ve bu hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalarak yayılan kötü huylu tümörlerdir. Vücudun birçok farklı bölgesinde olduğu gibi dilde de tümörler görülebilir. Ağız ve dil kanserleri, dudak, dil ve diş etlerinde ortaya çıkabilir ve sıklıkla 45 yaş üzeri erkekleri etkiler. Kanser çeşitleri ve belirtileri hakkında bilgi sahibi olmak büyük önem taşır, çünkü kişinin kendisindeki belirtileri fark etmesi, doktora başvurması ve erken teşhisi hayati öneme sahiptir. Kanser türlerinde erken teşhis, tedavi başarısını büyük ölçüde artırabilir.
Dil kanseri nedir?
Dil kanseri, çoğunlukla dilin yüzeyinde bulunan epitel hücrelerinde veya vücuttaki diğer dokulardan kaynaklanan bir ağız kanseri türüdür. Dilin çeşitli işlevlere hizmet eden dokularının ve bu dokuları oluşturan hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyümesi ve çoğalması, çevre dokulara ve hücrelere zarar verme şeklinde ilerler. Dil kanserinin erken dönemde tespit edilmemesi ve tedaviye başlanmaması durumunda, kanser hücreleri boyun bölgesindeki lenf bezlerine ya da vücuttaki diğer organlara yayılabilir (metastaz yapabilir). Bu, hastalığın daha ciddi bir seviyeye ulaşması anlamına gelir. Kanser türleri hakkında yeterli bilgi sahibi olmak ve düzenli kontroller yaptırmak, erken tanı şansını artırır.
Ağız kanserlerinin erken dönemlerinde belirtiler genellikle yok denecek kadar hafif olabilir ya da hiç olmayabilir, bu da tanı konulmasını zorlaştırır. Bu sebeple, ağız ve dil kanserleri tehlikeli kanser türleri arasında yer alır ve en sık rastlanan kanser türleri arasında 8. sırada bulunur. Sigara ve alkol kullanımı bu kanser türünün görülme olasılığını artırır, bu yüzden bu alışkanlıkları olan kişilerin belirtilere karşı daha dikkatli olmaları önerilir.
Dil kanserleri, ağız içinde görülen kanser türleri arasında en yaygın olanıdır. Bunun yanı sıra, ağız tabanı – dil altı, diş eti ve çene kemikleri (mandibula ve maksilla), yanak, tonsiller – bademcikler, sert ve yumuşak damaklar – küçük dil (uvula) ve dudak gibi ağızın diğer bölgelerinde de kanser gelişebilir.
Dil ve ağız içi tümörü türleri nelerdir?
Dilde görülen tümörler farklı tiplerde olabilir ve bunlar iyi huylu veya kötü huylu olarak sınıflandırılabilir.
İyi Huylu Tümörler: Dilde bazen papillom (siğilimsi tümör), fibrom ve granülom gibi iyi huylu tümörler görülebilir. Bu tür tümörler genellikle zararsızdır ve kansere dönüşme riski düşüktür.
Kötü Huylu Tümörler: Skuamöz Hücreli (Epidermoid) Kanser, dilin yüzeyindeki epitel tabakasında en sık karşılaşılan kötü huylu tümör türüdür. Bu kanser türü, baş ve boyun bölgesinde en yaygın görülen tümörlerden biridir. Baş ve boyun bölgesinde tümör görülebilen diğer alanlar arasında burun, oral kavite (ağız), boğaz, orofarenks (yutak), hipofarenks (alt yutak) ve larenks (gırtlak) bulunur.
Mukoepidermoid Kanser, dilin yüzeyindeki epitel dokusunun içinde, mikroskobik büyüklükteki tükürük bezi hücrelerinde oluşan bir tümör türüdür. Bu kanser türü, dilin yanı sıra, baş ve boyun bölgesindeki diğer organların epitel dokularından da kaynaklanabilir. Parotis (kulak önü), submandibüler (çene altı), sublingual (dil altı) gibi ağız boşluğuna açılan bölgelerde de görülebilir ve genellikle şişme şeklinde belirti verir.
Adenokistik Kanser (Adenoid kistik kanser), mucoepidermoid kanser gibi dilin yüzeyindeki epitel dokusunun içinde, mikroskobik büyüklükteki tükürük bezi hücrelerinde görülür. Mukoepidermoid kanserin görülebildiği alanlarda ortaya çıkabilir ve sıklıkla şişme belirtisiyle kendini gösterir.
Dil kanseri görülme sıklığı nedir?
Ağız içi kanserleri arasında dil kanseri, görülme oranı olarak yaklaşık %3 ile önemli bir yere sahiptir. Ağız kanserleri içinde en yaygın olanı dudak kanseridir, ancak dil kanseri ikinci sırada yer alır. 40 yaşın altındaki kişilerde dil kanserine rastlanma olasılığı oldukça düşüktür; ancak, 60-70 yaşlarından itibaren bu kanser türünün görülme sıklığı artış gösterir. Erkeklerde, dil kanserinin görülme ihtimali kadınlara kıyasla daha yüksektir, bunun başlıca nedeni ise erkeklerde sigara ve alkol kullanımının daha yaygın olmasıdır.
Dil ve ağız içi tümörlerinin veya kanserlerinin oluşum nedenleri arasında şunlar sayılabilir:
Sigara veya diğer tütün ürünlerinin sık kullanılması,
Alkol tüketiminin sürekli ve yoğun olması,
Ağız hijyeninde yaşanan problemler (tedavi edilmemiş çürük dişler, diş eti iltihapları, diş kırıkları, diş düzensizlikleri gibi),
Mukozayı tahriş edebilen ve iyi oturmayan diş protezleri,
İnsan papilloma virüsü (HPV) enfeksiyonu,
Güneydoğu Asya bölgesinde yaygın olan betel çiğnemenin yapılması.
Ancak, bazı durumlarda bu etkenlerin varlığına rağmen kişilerde kanser gelişmeyebilir. Bu, kanserin çok yönlü etkenlere bağlı olarak gelişebileceğini gösterir ve bu nedenle her durumun bireysel olarak değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koyar.
Dil ve ağız içi kanseri veya tümöründe görülen belirtiler nelerdir?
Dil üzerinde, özellikle yan kısımlarda, haftalar ya da bazen aylar süren geçmeyen kırmızı-beyaz yamalı yara veya ülser oluşumu, bu yaranın zamanla büyüyerek ciddi bir duruma dönüşmesi,
Dil üzerindeki yaranın ağrıya neden olması, bazen bu ağrının kulağa vurması,
Yemek yeme sırasında çiğneme veya yutkunmada ağrı hissi,
Dil dokusunda sertlik,
Nefeste kötü koku,
Dil veya ağız içindeki belirli bölgelerde uyuşukluk hissi,
Ses tonunda değişiklikler,
Açıklanamayan kilo kaybı,
Baş veya boyun bölgesinde kitle oluşumu,
Boyun bezelerinde büyüme,
Ağız açarken zorlanma veya ağrı gibi belirtiler, dil kanserinin işaretleri olabilir.
Bu belirtileri fark eden kişilerin bir kulak burun boğaz (KBB) uzmanına en hızlı şekilde başvurması önerilir. Doktor şüphelenirse biyopsi testi talep edebilir ve sonuçlara göre teşhis koyar. Eğer biyopsi sonucunda dil kanseri teşhisi konulursa, kanserin vücutta başka dokulara yayılıp yayılmadığını, tümörün boyutunu ve hangi evrede olduğunu belirlemek için ek testler yapılır. Bu durumda ultrason, bilgisayarlı tomografi (BT) veya manyetik rezonans görüntüleme (MR) gibi görüntüleme yöntemleri kullanılabilir. Görüntüleme sonuçlarına göre hastanın tedavi planı uzman hekim tarafından oluşturulur.
Dil kanseri tedavisinde yöntemler nelerdir?
Dil kanseri, tedavi edilebilir bir kanser türüdür, fakat tüm kanser türlerinde olduğu gibi erken teşhis bu kanser türünde de büyük önem taşır. Dil kanserinin tedavisinde genellikle ilk akla gelen ve tercih edilen yöntem cerrahi müdahaledir. Bu yöntemde, tümörün tamamen çıkarılması işlemi gerçekleştirilir. Ancak, dil kanseri ileri evrede ise veya yapılan görüntülemelerde kanserin diğer bölgelere sıçradığı tespit edilirse, ışın tedavisi (radyoterapi) veya kemoterapi gerekebilir. Böyle durumlarda genellikle cerrahi işleme ek olarak ışın tedavisi veya kemoterapi uygulanır. En verimli tedavi sonuçları, erken dönemde teşhis edilen, yayılım göstermeyen ve genel sağlık durumu iyi olan hastalarda elde edilir.
Cerrahi Yöntem: Dil kanserinin cerrahi tedavisi, tümörün büyüklüğüne bağlı olarak farklılık gösterebilir. Genellikle dil kanserinde, sıçrama ihtimali olduğundan şüpheli veya risk altındaki lenf bezleri ve lenf damarlarının temizlenmesi gereklidir. Bu işleme boyun diseksiyonu denir.
Radyoterapi: İleri evrede olan veya yayılım gösterdiği tespit edilen kanser durumlarında, cerrahi işlem sonrası radyoterapi uygulanması gerekebilir. Cerrahi müdahale mümkün olmayan hastalarda veya tekrarlayan kanser vakalarında da radyoterapi tedavisi önerilir.
Kemoterapi: Kemoterapi, dil kanseri tedavisinde tek başına bir yöntem olarak kullanılmaz, ancak diğer tedavilerin etkili olmadığı durumlarda veya radyoterapiye ek olarak hekimler tarafından önerilebilir.