Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors
Blog Image

Endometriozis nedir? tedavisi nasıl olur?

Ülkemizdeki tüm üreme çağındaki kadınların yaklaşık %5-10’u, hamile kalamayan kadınların ise yaklaşık %25-30’u tarafından deneyimlenen endometriozis, tedavi edilmediğinde olumsuz sonuçlara yol açabilen bir durumdur. Endometriozis, şiddetli adet ağrıları ile kendini gösteren ve kısırlığın önde gelen nedenlerinden biri olarak kabul edilen bir durumdur.

ENDOMETRİOZİS NEDİR?  
ENDOMETRİOZİS BELİRTİLERİ NELERDİR? 
ENDOMETRİOZİS NEDEN OLUR? 
ENDOMETRİOZİS TEŞHİSİ NASIL KONULUR? 
ENDOMETRİOZİS TEDAVİSİ NASIL OLUR? 
ENDOMETRİOZİS İLE İLGİLİ SIK SORULAN SORULAR 

ENDOMETRİOZİS NEDİR?  

Endometriozis, normalde rahmin iç tabakasını oluşturan endometriumun, rahim dışında bulunduğu bir durum olarak tanımlanır. Bu hastalık genellikle karın alt bölgesi olarak adlandırılan pelvis bölgesinde ortaya çıkar. Ancak vücudun diğer bölgelerinde daha nadir görülebilir. Üreme çağındaki kadınların yaklaşık %5-10’unun etkilendiği tahmin edilen endometriozis, kısırlık riskini artıran en önemli faktörlerden biridir.

ENDOMETRİOZİS BELİRTİLERİ NELERDİR? 

Endometriozis belirtileri aşağıdaki gibi sıralanabilir:

Adet döneminde şiddetli ağrı,
Karın alt bölgesinde sürekli şiddetli ağrı,
Cinsel ilişki sırasında şiddetli ağrı,
Büyük tuvalete çıkarken zorlanma ve ağrı, bazen ishal,
Sık idrara çıkma ve idrarda kan görülmesi,
Yan ağrısı, sırt ağrısı.

ENDOMETRİOZİS NEDEN OLUR? 

Endometriozisin kesin nedeni tam olarak bilinmemektedir ve birkaç teori bu hastalığın kökenini açıklamaya çalışmaktadır. Ancak bu teoriler tek başına tüm endometriozis vakalarını açıklamak için yeterli değildir. Özellikle zayıf, uzun boylu, kızıl saçlı ve renkli gözlü kadınlarda daha sık görülmektedir. Endometriozisi açıklamak için öne sürülen bazı teoriler şunlardır:

Retrograd Menstrüasyon Teorisi: Bu teoriye göre, adet döneminde rahim iç tabakası olan endometriumun yüzeyel kısmı bazı kadınlarda rahim dışına doğru atılamaz ve tüplerden karın boşluğuna sızabilir. Normalde sağlıklı bir bağışıklık sistemi, bu kan ve endometrial dokuları temizler, ancak bazı kadınlarda bu temizleme süreci etkili olmaz ve bu dokular tüplere, yumurtalıklara, bağırsağa, idrar torbasına veya karın içindeki diğer organlara yerleşebilir. Bu bölgelerde, savunma hücrelerinin göçüne neden olan bir iltihap reaksiyonu meydana gelir. Zamanla kanamalar, doku iyileşmeleri ve karın içinde yapışıklıklar oluşabilir. Endometriozis odakları, her adet döneminde hormonların etkisiyle yumurtalıkların içine kanayarak endometrioma adı verilen lezyonlara yol açabilir.

Kan Yoluyla Yayılma Teorisi: Bu teoriye göre, rahim iç tabakasındaki hücreler kan damarları aracılığıyla vücudun diğer organlarına ulaşabilir. Nadiren de olsa, gözlerde her adet döneminde kanamaya veya göğüs boşluğunda her adet döneminde kan birikmesine neden olan endometriozis odakları bildirilmiştir. Bu odaklar bu teoriyle açıklanabilir.

Endometriozisin bazı durumlarından koruyabilecek faktörler de bilinmektedir. Bunlar arasında gebelik, birden fazla doğum yapma ve emzirme yer almaktadır. Ayrıca, yüksek vücut kitle indeksi (VKİ) ve özellikle bel-kalça oranı yüksek olan kilolu kadınlarda endometriozis daha az görülmektedir.

ENDOMETRİOZİS TEŞHİSİ NASIL KONULUR? 

Endometriozisin kesin tanısı, normalde rahim iç tabakasında bulunması gereken endometrial dokunun vücudun diğer bölgelerinde görüldüğü durumlarda konulabilir. Bu dokuların cerrahi olarak çıkarılması ve patoloji uzmanları tarafından mikroskobik olarak incelenmesiyle tanı kesinleşir. Ön tanı için hastanın öyküsü ve semptomları da önemlidir. Muayene sırasında vajende veya karında endometriozis odakları görülebilir, çikolata kistleri palpe edilebilir. Jinekolojik ultrason muayenesi çikolata kistlerinin teşhisini destekleyebilir. Rektum üzerindeki endometriozis odakları kalın barsakla ilgili sorunları gösterebilir. Jinekolojik muayene ile şiddetli endometriozis vakalarının yaklaşık %70’ine ön tanı konulabilir. Ancak bazen ek tetkikler gerekebilir. Kanlı idrar şikayeti olan hastalarda sistoüreteroskopi ile idrar torbası veya idrar yollarındaki endometriozis odakları incelenebilir. Kanlı dışkılama şikayeti olan hastalarda kolonoskopi ile kolonda endometriozis odakları görülebilir. Derin infiltratif endometriozisin tanısında ve cerrahi planlamasında manyetik rezonans görünteleme (MR) önemli bir rol oynar. Ancak vurgulamak gerekir ki, endometriozisin kesin tanısı, laparoskopi ile çıkarılan lezyonların mikroskobik incelemesi ile konulur.

ENDOMETRİOZİS TEDAVİSİ NASIL OLUR?

Endometriozisin kesin tanısı, normalde rahim iç tabakasında bulunması gereken endometrial dokunun vücudun diğer bölgelerinde görüldüğü durumlarda konulabilir. Bu dokuların cerrahi olarak çıkarılması ve patoloji uzmanları tarafından mikroskobik olarak incelenmesiyle tanı kesinleşir. Ön tanı için hastanın öyküsü ve semptomları da önemlidir. Muayene sırasında vajende veya karında endometriozis odakları görülebilir, çikolata kistleri palpe edilebilir. Jinekolojik ultrason muayenesi çikolata kistlerinin teşhisini destekleyebilir. Rektum üzerindeki endometriozis odakları kalın barsakla ilgili sorunları gösterebilir. Jinekolojik muayene ile şiddetli endometriozis vakalarının yaklaşık %70’ine ön tanı konulabilir. Ancak bazen ek tetkikler gerekebilir. Kanlı idrar şikayeti olan hastalarda sistoüreteroskopi ile idrar torbası veya idrar yollarındaki endometriozis odakları incelenebilir. Kanlı dışkılama şikayeti olan hastalarda kolonoskopi ile kolonda endometriozis odakları görülebilir. Derin infiltratif endometriozisin tanısında ve cerrahi planlamasında manyetik rezonans görünteleme (MR) önemli bir rol oynar. Ancak vurgulamak gerekir ki, endometriozisin kesin tanısı, laparoskopi ile çıkarılan lezyonların mikroskobik incelemesi ile konulur.

ENDOMETRİOZİS İLE İLGİLİ SIK SORULAN SORULAR 

Endometrioziste risk faktörleri nelerdir?

Endometriozis hastalığı için belirlenen risk faktörleri arasında şunlar bulunmaktadır: erken yaşta adet başlaması, 21 günden sık adet olmak, hiç doğum yapmamış olmak, adet kanama miktarının fazla olması, uzun boylu olmak, kızıl saçlı olmak, mavi veya yeşil gözlü olmak, çil sahibi olmak gibi etkenler yer almaktadır. Ayrıca endometriozis riskini artırabilecek diğer faktörler şunlardır: kısırlık, doğumsal olarak kadın üreme organlarının yapısal bozukluğu, alkol ve kafein tüketimi, yağ ve kırmızı et açısından zengin bir diyet, düşük vücut kitle indeksi, birinci derece akrabada endometriozis öyküsü bulunması, ırksal farklılıklar (endometriozis beyaz ırka göre siyahilerde daha az, Asyalılarda daha fazla görülür).

Endometriozis gebe kalmayı engelliyor mu?

Türkiye’deki üreme çağındaki kadınların yaklaşık %5-10’u endometriozis ile karşı karşıya kalır. Ancak gebe kalmakta zorluk çeken kadınlarda bu oran %25-30’a kadar yükselir. Endometriozis, farklı mekanizmalarla gebe kalmayı engelleyebilir. Bu hastalık, üreme organlarında yapışıklıklara neden olarak yumurtanın tüplere ulaşmasını zorlaştırabilir. Aynı zamanda tüplerin ucunu tıkayarak “tubal tıkanıklık” yaratarak gebeliği önleyebilir. Endometriozis, “çikolata kisti” olarak adlandırılan endometrioma oluşturabilir. Bu kistler, yumurtalıklara yerleşerek sağlıklı yumurtlamayı engelleyebilir ve yumurta rezervini azaltarak gebe kalma şansını azaltabilir. Endometriozis odakları tarafından salgılanan sitokinler ve humoral faktörler, embriyo gelişimini ve implantasyonunu olumsuz etkileyebilir. Tedavi sonrasında, yaklaşık iki yıl bekledikten sonra gebe kalma olasılığı %40 artar. Ancak, kişi hala doğal yollarla gebe kalamıyorsa, tüp bebek tedavisi denenebilir.

Derin endometriozis nedir?

Üreme çağındaki kadınlar arasında sıkça görülen endometriozis hastalığının özel bir türü, “derin infiltratif endometriozis” olarak bilinir. Bu tür bazen şiddetli ağrılarla kendini gösterirken, bazen hiç belirti vermeden sessizce ilerleyebilir. Belirti göstermeyen hastalar genellikle gebe kalamama sorunuyla doktora başvururlar. Derin infiltratif endometriozis, vajina ile rektum arasındaki rahmin bağları, bağırsak, idrar torbası, idrar kanalları ve karın zarının derinlerine yayılan bir sorundur. Bu hastalık sadece kadın sağlığını değil, aynı zamanda genel cerrahi, üroloji, gastroenteroloji gibi farklı tıp alanlarını da ilgilendiren ve multidisipliner bir yaklaşım gerektiren bir hastalıktır.

Bu dokular ileri evrelere kadar herhangi bir belirti göstermeyebilir, ancak büyüdüklerinde bağırsak bölgesinde tıkanıklıklara neden olabilirler. Derin infiltratif endometriozis adı verilen bu durumda, cerrahi müdahalenin deneyimli bir cerrah tarafından gerçekleştirilmesi çok önemlidir. Çünkü ameliyat sırasında rahim ve bağırsak arasındaki bölgeyi ve idrar borucukları olan üreterleri serbestleştirmek gereklidir. Cerrahi müdahale sırasında sıkça tutulmuş olan bağırsak kısmının çıkarılması ve geriye kalan kısımların birleştirilmesi büyük önem taşır. Derin endometriozis tanısı konulan hastaların sosyal yaşantısını ciddi şekilde etkileyebilir. Bu nedenle doğru tanı ve tedavi, deneyimli profesyoneller ve uygun donanıma sahip sağlık merkezlerinde yapılmalıdır.

Endometriozis bitkisel tedavisi olan bir hastalık mıdır?

Endometriozis bitkisel tedavi ile tedavi edilemez. İnternet üzerinde “Endometriozis için şifalı bitkiler” adı altında satılan ürünler, zarar vermekten çok fayda sağlamayabilir. Bu nedenle endometriozis tedavisi için uzman bir kadın hastalıkları ve doğum doktoru ile tedavi planlanmalıdır.

Endometriozis tanısı en çok ne zaman konulur?

Endometriozis genellikle ortalama 25 ila 35 yaşları arasında teşhis edilir. Hastalığın başlangıcı ile teşhis arasında yaklaşık olarak 7 yıllık bir gecikme süresi gözlenmektedir.

Menopoz sonrasında endometriozis görülür mü?

Bu hastalık hormonlara bağımlı bir hastalıktır. Menopoz döneminde yumurtalıklar tarafından üretilen östrojen ve progesteron hormonları azaldığı için endometriozis hastalığının da azalması beklenir. Menopoz sonrası dönemde endometriozis görülme oranı genellikle yüzde 5’in altındadır ve bu dönemdeki kadınların genellikle menopoz semptomlarını hafifletmek için hormon yerine koyma tedavisi kullanmaktadır.

Endometriozisin kilolu olmakla ilgisi var mı?

Endometriozise yol açan risk faktörlerinin yanı sıra bu hastalıktan koruyan faktörler de bulunmaktadır. Gebelik, birden fazla doğum yapmak ve emzirmek, başlıca koruyucu etkenler arasında yer alırken, yüksek vücut kitle indeksi ve özellikle bel-kalça oranı yüksek olan obez kadınlarda endometriozis hastalığı daha az görülmektedir.

Adet ağrısı endometriozis belirtisi mi?

Evet, şiddetli adet ağrıları endometriozis belirtisi olabilir. Ancak adet sancıları sıklıkla ilk adetle başlamaz, daha sonraki adet dönemlerinde ortaya çıkabilir. İlk adet döneminden itibaren olan adet sancıları “primer dismenore” olarak adlandırılır ve genellikle farklı nedenlere bağlıdır. Maalesef birçok kadın adet ağrılarını normal bir durum olarak kabul edebilir ve bu ağrılarla yaşamak zorunda olduklarını düşünebilir. Ancak bu sorun, kadınların yaşam kalitesini düşürebilir ve ilerleyen aşamalarda üreme yeteneğini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle şiddetli adet ağrıları yaşayan kadınlar doktora başvurmalı ve gerekli tedaviyi almalıdır.

Çikolata kisti nedir?

Çikolata kisti, kadınların yumurtalıklarında, tüplerinde ve rahminde bulunan ve her adet kanamasında içine kan bırakarak büyüyen bir tür kisttir. Çikolata kistleri adını, içlerinde biriken adet kanının zamanla gerçekten çikolata gibi daha akışkan hale gelmesi ve renginin kahverengiye dönmesinden almıştır. Bu kistlerin tıbbi adı “endometrioma” olarak bilinir. Genellikle ultrason ile teşhis edilirler. Kan testlerinde ca125 düzeyi genellikle incelenir, ancak yumurtalık tümörleri ile ayırıcı tanıda çok yardımcı olmayabilir.

Çikolata kisti tedavisi bireysel faktörlere bağlı olarak değişebilir. Genç ve çocuk isteği olmayan kadınlarda çikolata kistlerinin büyümesi doğum kontrol hapları ile kontrol altına alınabilir. Ancak çocuk isteği olan kadınlarda gebe kalmakta zorluk yaşanıyorsa, aşılama, tüp bebek gibi üreme yardımcı teknikler gerekebilir. Büyük kistlere sahip olan ve bu nedenle torsiyon veya rüptür riski artmış olan kadınlarda ameliyat gerekebilir. Bu durumdaki hastalarda altın standart tedavi, laparoskopik cerrahi ile kistin tamamen çıkarılmasıdır. Tamamen çıkarılamadığı durumlarda tekrarlama riski artabilir. Özellikle 40 yaşın üzerinde olan kadınlarda endometrioma ile ilişkilendirilen kanser riski arttığından daha detaylı değerlendirme yapılabilir ve gerektiğinde MR gibi görüntüleme yöntemlerine başvurulabilir. Şüpheli bir lezyonun varlığında ilgili yumurtalık ve tüpün alınması gerekebilir.

Endometriozis ve kısırlık arasında bağlantı var mı?

Hamile kalamayan kadınlar arasında endometriozis hastalığı, bir neden olabilir. Bu hastalığın bazı kadınlarda yol açtığı yara dokusu, tüplerin tıkanmasına neden olabilir. Ancak, endometriozisin doğurganlığı nasıl etkilediği hala tam olarak anlaşılamamıştır. Endometriozis kısaca şu etkilere neden olabilir: Yumurtalıklardaki yumurta rezervini azaltabilir. Yumurtlama işlevini bozabilir. Tüplerde tıkanıklığa yol açarak sperm ve yumurtanın birleşmesini engelleyebilir. Doğal olarak spermleri etkileyen toksinler üretebilir. Embriyonun rahim içinde tutunmasını engelleyebilir. Embriyo gelişimi üzerinde olumsuz etkileri olabilir.

Tüp bebek yöntemiyle endometriozis hastaları hamile kalabilir mi?

Tüp bebek tedavisi, endometriozis hastalığına sahip kadınlarda yaşlarına göre değişen oranlarda gebelik sağlayabilir. İlk denemede %60’a kadar başarı elde edilebilir. Ancak, ilk denemede gebelik elde edemeyen kadınlarda tedaviyi tekrarlamak gerekebilir. Tekrarlayan denemelerle gebelik şansı artabilir.

Bağışıklık sistemi endometriozis üzerinde etkili mi?

Endometriozisin kesin nedeni hala bilinmemektedir. En yaygın kabul gören teori, adet kanamaları sırasında rahim içindeki dokuların tüplerden geçerek karın boşluğuna yerleşmesi ve burada büyümesidir. Ayrıca bağışıklık sistemi normalden farklı çalışabilir.

Rektumda endometriozis bulunur mu?

Endometriozis, yaygın bir sağlık sorunudur. Bu doku, karın içindeki organlarda (yumurtalık, rahim kanalı, karın iç zarı, bağırsaklar, rektum, idrar kesesi) bulunabileceği gibi karın dışında (vajina, göbek, göz, plevra) de bulunabilir. Belirtiler ve endometriozis nodüllerinin rektum iç kanalına ulaşma oranına bağlı olarak, bazı hastalarda rektumun çıkarılması ve geriye kalan kısımların birleştirilmesi gerekebilir. Bazı hastalarda ise nodül, makas yardımıyla rektumdan sıyrılabilir.

Çikolata kisti ve endometriozis ameliyatında neler önemlidir?

Çikolata kisti ve endometriozis ameliyatlarında dikkat edilmesi gereken önemli faktörler vardır. Bunlar şunlardır:

Yumurtalık rezervine zarar vermemek: Ameliyat sırasında kist duvarı dışındaki yumurtalık dokusuna zarar verilmemelidir. Yumurtalık dokusu zarar gördüğünde, yumurtalar da zarar görebilir, bu da ileride erken menopoz ve kısırlık riski taşıyabilir.

Yapışıklıkların açılması: Çikolata kisti ameliyatı sırasında oluşan yapışıklıkların düzeltilmesi ağrıyı azaltabilir ve gebelik tedavisi için başarı şansını artırabilir.

Derin yerleşimli endometriozis nodüllerinin çıkarılması: Derin infiltratif endometriozis olarak bilinen şiddetli ağrıya yol açan nodüllerin ameliyat öncesi tespit edilmesi önemlidir. Bu nodüllerin varlığında, sadece çikolata kisti çıkarılmak yerine, derin infiltratif endometriozis nodülleri de çıkarılmalıdır. Bu tür ameliyatlar, tecrübeli hekimler tarafından yapılmalıdır, çünkü bu bölgeler cerrahi açıdan hassastır ve çevre dokuların korunması önemlidir.

Çikolata kisti kaç cm olursa ameliyat gerekir?

Çikolata kisti ameliyatı için belirli bir büyüklük sınırı bulunmamaktadır. Ameliyatın gerekliliği, hastanın yaşı, kısırlık durumu, rüptür ve torsiyon riskleri gibi faktörler göz önünde bulundurularak hasta ile birlikte kararlaştırılmalıdır. Rüptür, yumurtalığın endometrioma adı verilen kısımlarının yırtılması ve bu içeriğin karın boşluğuna dökülmesi durumunu ifade eder. Torsiyon ise endometriomayı içeren yumurtalık ve tüpün kendi etrafında dönmesi sonucu kan akışının bozulması ve doku kangrenine yol açmasıdır. Torsiyon durumunda yumurtalık ve tüpün eski haline getirilmesi ameliyatla mümkün olabilir, ancak bazı durumlarda yumurtalık kurtarılamayabilir.

Çikolata kisti kendiliğinden geçer mi?

Çikolata kisti kendiliğinden kaybolmaz ve cerrahi müdahale gerektirir. Bazı ilaçlar kistlerin büyümesini önleyebilir, ancak kisti tamamen ortadan kaldıramazlar. Eğer kist patlarsa, içeriğinin karın boşluğuna dökülme riski vardır, bu nedenle kist duvarının çıkarılması gereklidir. Aksi takdirde kistin tekrarlama riski oldukça yüksektir.

Çikolata kisti ağrısı nasıl olur?

Çikolata kisti olan kişiler genellikle adet sancısı yaşarlar. Ağrılar, adetten hemen önce başlar ve adet dönemi boyunca devam eder. Hastalar, özellikle kasık, bacak ve bel bölgelerinde ağrı hissettiklerini ifade ederler. Ayrıca cinsel ilişki sırasında da ağrıya neden olabilirler. Bazen bağırsaklar ve idrar torbasında da ağrı hissedebilirler.

Çikolata kisti rüptürü (patlaması) nasıl anlaşılır?

Endometriomaları patlamış olan hastalar, genellikle kasıklarında bıçak saplanmış gibi şiddetli bir ağrı hissettiklerini ve bu ağrının ardından karın bölgesine yayıldığını belirtirler. Çikolata kistinin patladığı durumlar ultrason ile teşhis edilebilir. Ayrıca, bazı hastalarda ağrının yanı sıra bulantı, kusma ve halsizlik gibi belirtiler de görülebilir.

Çikolata kistinde CA 125 değeri nedir?

Ca125 değeri aslında yumurtalıklarında kitle bulunan hastalarda, bu kitlenin kanser olup olmadığını ayırt etmek için kullanılan bir kan testidir. Ancak, kanser dışındaki birçok durumda Ca125 seviyeleri yükselir. Bu durumlardan biri de çikolata kistleridir. Özellikle patlamış çikolata kistlerinde Ca125 değerleri çok yüksek olabilir ve bu, karın boşluğuna dökülen çikolata kisti içeriği ile birlikte ileri evre yumurtalık kanserine benzer bir tabloya neden olabilir.

Çikolata kisti akıntı yapar mı?

Çikolata kistleri, vajen ile doğrudan bir ilişkisi olmadığı için akıntıya neden olmazlar ve bekâr kadınlarda da görülebilirler.