Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors
Blog Image

Yumuşak doku sarkomu (yumuşak doku kanseri) nedir?

Son Güncelleme Tarihi : Mart 16, 2025

Yumuşak doku sarkomu, kas, tendonlar, yağ, lenf ve kan damarları ile sinirler gibi yumuşak dokularda başlayan kanser türlerine verilen isimdir. Bu sarkomlar vücudun herhangi bir bölgesinde gelişebilir, ancak genellikle kollar, bacaklar, göğüs ve karın gibi bölgelerde ortaya çıkarlar. Yumuşak doku sarkomları oldukça nadir görülür ve bu tür kanserlerde erken teşhisin hayati önemi vardır.

Yumuşak doku sarkomu (yumuşak doku kanseri) nedir?
Kaç çeşit yumuşak doku sarkomu (yumuşak doku kanseri) vardır?
Yumuşak doku sarkomu neden olur?
Yumuşak doku kanseri kimlerde görülür?
Yumuşak doku sarkomlarında risk faktörleri nelerdir?
Yumuşak doku sarkomu (yumuşak doku kanseri) belirtileri nelerdir?
Yumuşak doku sarkomunda tanı nasıl konur?
Yumuşak doku sarkomunun tedavisi nedir?
Yumuşak doku sarkomu (yumuşak doku kanseri) hakkında sık sorulan sorular 

Yumuşak doku sarkomu (yumuşak doku kanseri) nedir?

Sarkom, bağ dokusundan kaynaklanan kanserlerin genel adıdır. Yumuşak doku sarkomu, oldukça nadir görülen bir tümör türüdür ve elliye yakın alt tipi bulunmaktadır. Genellikle 1 milyon nüfusta bir malign kemik tümörü görülürken, yumuşak dokunun malign tümörleri olan sarkomlar, malign kemik tümörlerine kıyasla 4-5 kat daha sık görülür. Bu tür tümörler erişkinlerin %4’ünü, çocuklarda ise %7-10’unu oluşturur.

Yumuşak doku tümörleri iyi veya kötü huylu olabilir. Rizzoli Ortopedi Enstitüsü’nün yaptığı araştırmalara göre, bütün yumuşak doku tümörlerinin %43,6’sını malign tümörler, %56,4’ünü ise benign tümörler oluşturmaktadır.

Kaç çeşit yumuşak doku sarkomu (yumuşak doku kanseri) vardır?

Yumuşak doku sarkomlarının elliye yakın alt tipi bulunmaktadır. Kas kökenli olan rabdomiyosarkom, bağ dokusundan kaynaklanan fibrosarkom, yağ dokusundan türeyen liposarkom ve sinir dokusundan gelen nörosarkom bu sarkom türlerine örnek olarak verilebilir. Bu sarkom türlerinin görülme sıklıkları yaş grupları arasında değişiklik gösterir. Örneğin, pediatrik yaş döneminde ve gençlerde rabdomiyosarkomlar ile sinovyal sarkom daha sık görülürken, erişkin döneminde diğer sarkom türleriyle karşılaşılır.

Yumuşak doku sarkomu neden olur?

Yumuşak doku sarkomlarının tam oluş nedeni henüz bilinmemekle birlikte, vakalara bakıldığında bazı durumlarda genetik geçişin rol oynadığı gözlemlenmektedir. Genetik geçişli bazı hastalıklar, yumuşak doku sarkomlarıyla ilişkilendirilebilmektedir. Bu hastalıklardan biri nörofibromatozis’tir, bu durumda sinir dokusunda iyi huylu nörofibromlar gelişebilir ve zaman zaman nörofibrosarkomlar ortaya çıkabilir. Lipomatozis de ailesel geçişli bir hastalıktır ve bu durumda vücutta lipomlar oluşabilir; bu lipomlardan bazıları liposarkom geliştirebilir.

Yumuşak doku sarkomlarının her birinde DNA mutasyonu gözlenir, bu mutasyonlara onkogen adı verilir. Bu mutasyonlar, sarkom oluşumuna neden olabilir.

Yumuşak doku kanseri kimlerde görülür?

Yumuşak doku sarkomu, kadın ve erkeklerde neredeyse eşit sıklıkta ortaya çıkan bir durumdur. Bu tür sarkom her yaş grubunda gelişebilir, dolayısıyla çocuklar, gençler ve yetişkinler arasında benzer oranlarda görülebilir.

Yumuşak doku sarkomlarında risk faktörleri nelerdir?

Bazı kanser türlerinde belirli risk faktörleri bilinirken, yumuşak doku sarkomları için net bir risk faktörü bulunmamaktadır. Sigara ve kimyasalların yumuşak doku kanserleri ile ilişkilendirildiği bilinmektedir. Ayrıca, beslenme alışkanlıkları ve travmanın da etkisi vurgulanmaktadır. Örneğin, bazı hastalar yumuşak doku sarkomu teşhisi konmadan önce o bölgede bir travma geçirdiklerini hatırlayabilir. Vücutta oluşan sert darbeler veya kazalar gibi travmaların yumuşak doku kanserine neden olabileceği düşünülmektedir.

Yumuşak doku sarkomları sadece ekstremitelerde ortaya çıkmaz; aynı zamanda karın içi organlarda da gelişebilir, çünkü karın içi organlarda da bağ dokusu bulunmaktadır. Vinil klorid, tarım ilaçları ve arsenik gibi kimyasalların karaciğerde sarkomlara yol açabileceği bilinmektedir. Ayrıca, radyasyonun yumuşak doku sarkomu gelişiminde etkili olduğu ifade edilmektedir. Örneğin, kemik tümörü olan bir hastaya uygulanan ışın tedavisi sonrasında, 5-10 yıl sonra o bölgede kötü huylu bir yumuşak doku tümörü gelişebilir.

Yumuşak doku sarkomu (yumuşak doku kanseri) belirtileri nelerdir?

Yumuşak doku sarkomunun belirtileri, sarkomun geliştiği konuma, büyüklüğüne ve yakınında damar veya sinir olup olmadığına bağlı olarak değişebilir. Bu belirtiler genellikle şişlik, ağrı ve fonksiyon bozukluğu şeklinde ortaya çıkar.

Yumuşak doku sarkomunun anatomik olarak geliştiği yer, sarkomun ne kadar erken veya geç fark edileceğini etkileyebilir. Örneğin, kol veya bacak gibi açıkça görülebilen bölgelerde yumuşak doku sarkomu geliştiğinde, gözle görülen bir şişlik belirgin bir işarettir ve bu durumu fark etmek daha kolay olabilir. Ancak, diz arkasında gelişen bir yumuşak doku sarkomu gözle görülemeyebilir, ancak hareket kısıtlılığına neden olarak fark edilebilir. Bu durumda hasta, sarkom nedeniyle dizini bükemez ve rahatça hareket edemez. Kalça çevresinde gelişen bir sarkomda ise yürürken aksama görülebilir.

Yumuşak doku sarkomunun genel belirtileri şu şekilde özetlenebilir:

Şişlik
Ağrı
Tümörün geliştiği bölgede fonksiyon kaybı

Yumuşak doku sarkomunda tanı nasıl konur?

Bazı kanser türlerinde olduğu gibi, yumuşak doku sarkomunda da tipik bir laboratuvar testi bulunmamaktadır. Örneğin, prostat kanserinde PSA değerleri şüphe uyandırabilen bir test olabilirken, yumuşak doku sarkomunda hastalığı işaret eden spesifik bir kan testi mevcut değildir. Bu nedenle, hastadan alınan öykü, fizik muayene ve görüntüleme teknikleri önemli bir rol oynamaktadır.

Görüntüleme tetkikleri arasında röntgen, yumuşak doku sarkomunda çok fazla bilgi sağlamaz. Ultrason, net bir tanı koymada çok etkili olmasa da hastalıkla ilgili şüpheleri artırabilir. En etkili görüntüleme yöntemleri arasında MRG, bilgisayarlı tomografi (BT), anjiyo MR ve PET CT bulunmaktadır. Ancak, kesin tanı için biyopsi gereklidir. İnce iğne biyopsisi, tümörün bulunduğu bölgeye zarar vermeden alınan örneklerle yumuşak doku sarkomunun iyi veya kötü huylu olduğunu gösterir. İç organların yakınında gelişen yumuşak doku sarkomlarında ise tanı, bilgisayarlı tomografi kılavuzluğunda girişimsel radyoloji tarafından gerçekleştirilen bir biyopsi ile konulur.

Yumuşak doku sarkomunun tedavisi nedir?

Ortopedik onkolojide tanı ve tedavi her zaman multidisipliner bir yaklaşımı gerektirir. Tanı sürecinde, tedavinin planlanması ve tedavi sonrasının takibi sırasında, diğer bölümlerle birlikte çalışma kaçınılmazdır. Radyoloji, girişimsel radyoloji, radyasyon onkolojisi, tıbbi onkoloji ve bazen psikiyatri bölümleri bir arada çalışır.

Yumuşak doku sarkomunun birincil tedavisi cerrahidir. Ancak, bazı durumlarda tümörün lokalizasyonu, büyüklüğü ve patolojik yapısına bağlı olarak hastaya neoadjuvan tedavi uygulanabilir, yani cerrahi öncesi kemoterapi ve/veya radyoterapi. Bu tedavi sonrasında cerrahi müdahale planlanır. Ameliyat sonrasında, bazı hastalara kemoterapi ve radyoterapi tedavileri de eklenebilir. Geniş bir cerrahi sınır elde edilemediğinde veya cerrahi sınırda tümör varlığı şüphesi devam ettiğinde lokal radyoterapi uygulanır. Kesin cerrahi tedavide, tümör dokusunun etrafında 1 veya 2 cm sağlıklı doku bırakarak çıkarılması hedeflenir.

Tümörün malignite derecesi, yani düşük (low) veya yüksek (high) derecede olması, tedavinin şeklini belirler. Ayrıca, tümörün yerel kalması, bölgesel veya uzak yayılması gibi durumlar, tedavinin planlanmasında ve yaşam süresinin öngörülmesinde önemli kriterlerdir. Cerrahide, mümkünse ekstremite koruyucu cerrahi tercih edilir. Ampütasyonlar, eski dönemlerde olduğu gibi nadiren gereklidir, ancak bazı durumlarda damar ve sinirin kurtarılamayacağı durumlar söz konusuysa ampütasyon düşünülebilir.

Yumuşak doku sarkomu (yumuşak doku kanseri) hakkında sık sorulan sorular 

Yumuşak doku sarkomu ölümcül mü?

Amerikan Onkoloji Cemiyeti’nin yaptığı yumuşak doku sarkomu cerrahisi sonrası yaşam süresi araştırmalarına göre, tümörün lokal kaldığı durumlarda hastaların yüzde 80’i tamamen iyileşmektedir. Tümör lenf bezlerine yayıldığında ise hastaların ortalama yüzde 50’si iyileşebilmektedir. Uzak yayılımın olduğu durumlarda (örneğin, akciğer veya beyin gibi) ise sağ kalım oranı yüzde 15 civarındadır. Bu nedenle, erken tanının büyük önem taşıdığı vurgulanmaktadır. Erken tanı ve uygun tedavi durumlarında hayatta kalım oranlarının arttığı belirtilmektedir.

Sarkom 4 evrede yaşam süresi ne kadardır?

Sarkomun tedaviye yanıt alması 4 evrede de zordur. Bu aşamada, akciğerde bazen de beyinde metastazlar gelişebilir. Eğer akciğer metastazı tek bir lezyon ise, segment rezeksiyonu ile tümör kontrol altına alınabilir. Ancak beyin metastazı varsa, ağrıyı hafifletmek amacıyla ağrı kesici tedaviler ve hastanın daha konforlu bir süreç geçirmesi için ışın tedavisi uygulanabilir.

Yumuşak doku kanseri tehlikeli mi?

Özellikle yüksek derecede malign olanlar hızla vücuda yayıldığı için ölümcül olabilir. Bu nedenle, erken tanı büyük bir önem taşımaktadır.